Zumbul

Zumbul
En Seçkin, En Kaliteli, En Ucuz Satranç Ürünleri

5 Aralık 2014 Cuma

Mali Genel Kurul - 4 Si vis pacem, para bellum

22 Kasım 2014 günü Ankara’da düzenlenen, Türkiye Satranç Federasyonu Mali Genel Kurulunda, Yönetim Kurulu Etkinlik Raporuna karşı söz alarak yaptığım sunuda, Federasyonun çalışmalarına yönelik bir çok konuda eleştirilerde bulundum.

Bunlardan birisi de, başarılı olan federasyonun, Başkanlık makamını işgal eden kişinin başarıdan haberinin olmamasıydı.

Anlatayım…

Başarı Nedir?

Ben sportif başarıyı; o başarıya inanmak, başaracağız diye yola çıkmak, planlamak, gerekli ön çalışmaları yapmak, başardığında; “işte başardık” diyebilmek, başaramadığında “neden olmadı?” diye sorgulamak, yani hem önlemleri, hem ölçümleriyle yönetmek olarak tanımlıyorum.
O yüzden burada başarı dedim diye kimse kendi üzerine alınmasın, adı geçen çocukların dışında. Zaten onların başarısının ardında kimin ne kadar payı var, herkes kendi ölçüsünde takdir edebilir.
Gülkız Tulay’ın başkanlık koltuğunu işgal ettiği bu federasyonun ne başarıdan haberi var ne de başaramamaktan. Gözleri kapalı bir gaibe doğru yola çıkmış durumdalar. O yüzden, her ne kadar bu başarılar onların döneminde olduysa da, sahiplenemediklerinne göre onların değildir. 


Sunu Başlığı: GÜLKIZ TULAY YÖNETİMİNDE 2 YIL – SPORTİF
Eleştiri: TSF Başarının ne olduğunu da anlayamamaktadır

Gerçekten de, gerek bireysel olarak sporcularımız gerekse milli takımlarımız, 5 Kasım 2012 – 22 Kasım 2014 arasında birçok önemli başarıya imza attılar. Ancak, Gülkız Tulay bunu göremedi. Gülkız Tulay, kendisine doğruları söyleyen satrancı bilen kişileri etrafından uzaklaştırırken, kendisine eleştiri getirenlere hışmını gösterdi. Satrancı bilmediği için de gerçek ölçüleri anlayamadı, başarıyı görebilmek için. Çevresinde kendini uyarabilecek “korkmadan gerçekleri söyleyebilecek” kimse de kalmadı.

Peki, neydi bu gözden kaçan önemli başarılar?


Sunudaki eleştiri: TSF Başarının ne olduğunu da anlayamamaktadır. IM Batuhan Daştan GM unvanını koşullu olarak almış (16 yaşında), ELO’sunu beklemektedir. Ancak Federasyon, Spor Toto Ziyaretini Etkinlik Raporunda başarı gibi yazarken, bu başarıyı görmemiştir. Haberleri bile yoktur, anlamamaktadırlar!

İnanılır gibi değil! Tarihi bir başarı bu, ama Gülkız Tulay görmedi. Aslında onu görecek erdeme sahip olsaydı; Batuhan unvanın son koşulu olan 2500 ELO puanını geçmiş, Vahap ve C.C. çoktan GM olmuş, Batuhan’dan sonra ama daha küçük yaşta bunu gerçekleştirmiş; Işık Can, Kağan, Utku, Emirhan, Barış da ilk IM normlarını tamamlamış olurdu. Yani “Türk Satrancının” 2000-2012 arasında sürekli kendini yenileyen vizyonunu benden aldığı şekilde devam ettirebilirdi.

Eğer Gülkız Hanım bunu görebilseydi, kıymetinin ne kadar büyük olduğunu anlayabilseydi, Kadın milli takımımızın havuzunda Hilal, Kardelen, Ebru, Beste Başak, Ayça Fatma, Emel, Nezihe Ezgi, Selen, Handenur, Burcu, Beste gibi olağanüstü yeteneklerden bir çoğu çoktan IM olur, Duru, Sude, Ece Alkım, Çiğdem, Defne, Çağıl ve adını yazamadığım çok sayıdaki, Allah vergisi satranç yeteneğine sahip elit sporcu kızımız ilk IM normlarını almış ya da WFM olurdu.

Sorun sadece Batuhan Daştan’ın aldığı bu tarihi başarıyı kaçırmakta değil, önemli olan o vizyonun düzeyinde olamamak. Gülkız Tulay’ın, neyin önemli, neyin önemsiz olduğunu idrak edememesi. Eğer, federasyon başkanı bunu idrak edemezse, o federasyon başarıya ulaşamaz artık.
Batuhan Daştan’ın 16 yaşında büyük usta olduğunu göremeyen zihniyet, 3 Şubat 2009’da ilan ettiğimiz “Altın Çocuklar”  Projesinin sonuçları olduğunu anlayamaz bu başarının. Anlamazsa ne olur? Çıtayı yere düşürür, üzerine basar geçer, benim derdim orda.



Eleştiri: TSF Başarının ne olduğunu da anlayamamaktadır. Millilerimiz 2013’te Rusya’yı üstelik en iyi takımları olmasına karşılık 2,5-1,5 yenmiştir, ancak etkinlik raporunda bu başarı atlanmış, başarı olduğu bile algılanmamıştır.

2013 Kasım ayında, A milli takımımız, Rusya’yı, Avrupa Takım Şampiyonasında 2,5-1,5 yendi.
Tekrar ediyorum ve yüksek sesle:

TÜRKİYE, DÜNYA SATRANCININ SAHİBİ RUSYA’YI 2,5-1,5 YENDİ.

DAHA YÜKSEK SESLE BAĞIRIYORUM, EKLİYORUM: DÜNYA SATRANÇ TARİHİNDE RUSYA’YI SATRANÇTA YENEN 7 ÜLKEDEN BİRİSİ TÜRKİYE’DİR.

Kuzey Kutbundaki sağır penguen duydu, dondu kaldı, siz duyamadınız.

Ayıp size ayıp! Sadece o kadar mı?

Millilerimiz, 2011 Avrupa Şampiyonu Almanya’yı yine Avrupa Takım Şampiyonasında 3,5-0,5 yendi.

Dahası da var! O çocuklar, aslan parçaları, 2014 Ağustos ayında Tromsö’de, İtalya’yı 3,5-0,5 yendiler.
Siz bunları görmediniz. Başarı sizin olsaydı görürdünüz Gülkız Hanım, Haberiniz bile yok neyin başarı olduğundan. Zaten en önemli sorun da bu, bilgisizlik, başarıyı ve başarısızlığı ayırmayı zorlaştırıyor, başarıya ulaşmak için gereken yolun ne olduğunu ne olmadığını takdir edebilmeyi de imkânsız hale getiriyor.

İçim yanıyor, bu başarıları göremeyen, gösterebilecekleri çevresinde yok eden Gülkız Hanımın gittiği akıbeti görebildiğim için.

Başka var mı? Olmaz mı, hem de nasıl var!

Eleştiri: TSF Başarının ne olduğunu da anlayamamaktadır. WGM Kübra Öztürk, 2013 Avrupa Şampiyonasında dereceye girerek Dünya Şampiyonasına katılma hakkı kazanmıştır. Maalesef TSF buna raporda yer vermemiştir. Haberleri bile yok!

Bu ne kadar ama ne kadar büyük bir başarı kimse farkında mı? Bırakın 2000 yılını, 2004’te ya da 2008’de birisi çıkıp “bir kızımız Avrupa Bireysel Kadınlar Şampiyonasında aldığı sonuçla, Dünya Şampiyonasında ilk 64’e girecek” deseydi, satrançtan anlayan herkes gülerdi, ama ben inanıyordum! Ben çalışırsak, sonuca ulaşacağımızı biliyordum.

Kübra’nın veya Betül Cemre’nin; Pogonina ya da Koesteniuk’tan hiçbir eksiği yok. Betül’ün Yifan Hou’ya göre şu anda tek dezavantajı, onun Dünya satrancına gelmiş geçmiş en önemli yeteneklerden birisi olduğunu görebilecek, bir federasyon başkanı olmaması.

Niye kızıyorum bu başarının atlanmasına?

WGM KÜBRA ÖZTÜRK’ÜN DÜNYA ŞAMPİYONASINDA OYNAYACAĞINI UNUTMUŞ DURUMDA GÜLKIZ TULAY!

Bunu unutan, Kübra’nın bu şampiyonaya en iyi şekilde hazırlanmasını önemser mi? Önemsemez tabii.  Bu konuda bir şey yapar mı? Aklında değil ki yapsın! Ne dersiniz?

Ben somut yanıt vereyim size! “Hiç sanmıyorum!”, ben bu satırları yazarken, Kübra, Brezilya’da Dünya Okullararası Satranç Şampiyonasında antrenörlük yapıyordu. Haksız mıyım endişelerimde?
Ne işi var Kübra’nın orada? Ekmek parası için oradadır kuşkusuz ama, onun ekmeğini düşünmeden gelir sahibi olup, gece gündüz Dünya Şampiyonasına hazırlanması gerekmez mi?

Aciz miyiz biz bunları önüne sermek için Kübra’nın?

Ödeyebilir miyiz yüzbinlerce Avro harcasak da Kübra’nın bu ülkeye, Türk satrancına verdiklerinin karşılığını?

Asla ödeyemeyiz! Ben biliyorum ama sorun Gülkız Hanımın, paramız varken, o parayı oğlunu Olimpiyatlara götürürken harcayabilirken, bu kadar gerekli bir konuda tasarruf yapması, haberinin olmaması!

Bitti mi?

Eleştiri: TSF Başarının ne olduğunu da anlayamamaktadır. GM Dragan Solak Avrupa Şampiyonasında girdiği dereceyle 2015 Dünya Kupasına katılma hakkı kazanmıştır.

Efsane sporcumuz GM Dragan Solak, bu başarıyı kazandı, ama federasyonumuzun haberi yok. Dünya parmak ısırdı Dragan’ın başarısına, Mavi Kale’de muhteşem bir yazı çıktı kendi kaleminden, ama Gülkız Tulay okumadığı için göremedi bu başarıyı.

O kadar önemli ki!

Dragan yıllarca Sırbistan için oynadı ama bu başarılara yaklaşmakta zorluk çekiyordu. Sevgili Yıldız ile evlendi, yurttaşımız oldu, ülkemize geldi, ay yıldızın altında oynamaya başladı ve başarıları arka arkaya gelmeye başladı.

Bu Türk satrancının tarihimizdeki açık kategoride aldığı en önemli bireysel başarı, ama Gülkız Tulay unuttu gitti başarıyı.

Şimdi tekrar soruyorum: Bu başarıyı göremeyen bir başkan, nasıl olur da o sporcunun daha büyük başarıları kazanması için olanak hazırlar?

Sorun burada!

Anımsayalım birlikte!

2011 yılında GM Barış Esen Dünya Kupasına kaldıktan sonra, sporcumuzu iki kıymetli antrenörle 2 ay süren bir kampa almış ve elimizden gelen her şeyi yapmıştık bir tur atlayabilmesi için.

İnanmak başarmanın yarısıdır!

Başarıyı anlamayanların, yeni başarılara ne inancı olur ne de takati!

Ayrıca, hem Kübra'nın hem de Dragan'ın Beşiktaaş sporcusu olması da bir tesadüf mü sadece?

Gülkız Tulay, hiçbir yerde adı sanı geçmeyen, kimin başkan kimin üye olduğunu bilmediğimiz, Dış İlişkiler Komisyonu üyesi olarak oğlunu Olimpiyatlara götürmüş, masraflarını federasyonumuz ödemiş, cebine harcırah koymuş, ancak başarılı sporcularımızın başarılarını görmemiştir.

Spor Toto Teşkilatını ziyaret etmeyi etkinlik olarak rapora yazan Gülkız Tulay, tarihi başarılarımızı görememiştir. Görememeye de devam etmektedir.

Gülkız Hanım, Türk Satrancına yapacağınız en büyük iyilik o koltuğu boşaltmaktır.

Gülkız Hanım, bırakın bana hariçten mesajlar yollamayı! Sizden beklediğim tek mesaj kamuya açık bir istifa beyanıdır.

Devam edeceğiz

2 yorum: