Federasyon Alt Yapı Çalışma Grupları Seçme Ölçütleri adı altında bir talimatı web sitesinden yayınladı. “Yani bu federasyonun yaptığı hiç mi iyi bir şey yok?” diye bana seslenen dostlara selam olsun.
Hani eleştirmiştim, kimin nasıl milli takıma seçildiği belli değil, diye... Keşke dilimi tutsaymışım. Kaş yapacağız derken göz çıkartmak böyle olur.
Buyurun buradan bakın! Yayınlanan Talimat
Önce geçmişi anımsayalım…
2011 yılında ilk kez Türkiye Yaş Gruplarını bölmüş, Türkiye Küçükler ve Türkiye Yıldızlar Şampiyonası adları altında düzenlemiştik. Daha öncesinde, Türkiye Yaş Grupları Şampiyonasında dereceye giren sporcuları milli takım havuzuna almaya başlamış (2001’den bu yana) ve bu sporculara yöresel ve bölgesel kamplarla eğitim vermeye başlamıştık.
2011 ve 2012’de de bu kamplarda verilen eğitimleri, bölge ve yöre kamplarına taşımıştık. Artık çocuklarımız bulundukları illerde ve düzenli eğitim almaya başlamışlardı.
10 Kasım 2009 tarihinde başarılı sporcuya eğitim bursu verme projemizi uygulamaya koymuştuk. Daha sonra burs konusunda hukuki sorunlar çıkınca, bu ödemenin adı özendirme ödülleri şeklinde olmuştu.
Öncelikle benim çok farkında olduğum bir konu, bu ödüllerin hiç birinin sporcularımız için bir gelir olmamasıydı. Aslında, liglerimizde özel masalarda verilen yüksek primlerin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir.
Gülkız Tulay benim başkanlığım döneminde de bu primlerin çok yüksek olduğunu ve bir yöntem bulup ödemememiz gerektiğini savunuyordu. Aslında, sanırım 8 yıl Yönetimimde görev aldığı süreçte savunduğu ve ardında durduğu, anlaşamadığımız bir konu buydu.
Tabii bu konuda yalnız değildi, kendisi gibi düşünen başka arkadaşlarımız da vardı. Onlar da mali açıdan bakıyorlardı soruna. Aynı mantıkla Angora Turnuvalarına, Çocuk Olimpiyatlarına da karşı çıkıyorlardı bu yakın arkadaşlarımız. Ben olaya her zaman farklı bir açıdan bakıyordum.
Anne ve babalar açısından…
Liglerde ödenen primler, madalyalara verilen özendirme ödülleri sayesinde kimse zengin olmadı. Öncelikle, çocuklarımıza büyük haksızlık olur, Gülkız Hanım gibi düşünmek.
O veliler büyük özveriler gösteriyorlar çocuklarımızın satranç eğitimi için. Sporcularımıza verilen hiçbir rakam, kendilerine velilerimiz tarafından harcanan eğitim maliyetlerini karşılamıyor maalesef.
O yüzden ben yerli statüde oynayan sporcularımızın daha yüksek prim almasını da, özendirme ödüllerini de her zaman destekledim.
Lütfen burada bir durun…
Şimdi yazdıklarımı okuduktan sonra buraya gelip bir kez daha okumanızı ve sonra devam etmenizi istiyorum kalan kısmına bu yazının.
Biz bu ödülleri uygulamaya sokarken, alt yapıya inanılmaz kaynaklar ayırırken, bütçemiz iyi değildi. Ama asla ayağımızı büzmedik, yorganı uzatmaya çalıştık. Kimseyi de üşütmedik, açıkta bırakıp. İnandık, çalıştık, projeler ürettik, kaynak bulduk.
2006 yılında AYGEG’i kurduğumuzda kasamızda paramız yoktu bunu karşılayacak.
Ya şimdi?
Mali tablolarıyla övünen Gülkız Hanım (ki bana göre o mali tablolar rezalettir) varsa yoksa spordan kısıyor durmaksızın.
Genel Müdürlüğün gözüne girip “aferin” alacak ya…
Taş üstüne taş koyacağına, temeline dinamit koyuyor federasyonun.
Şimdi bir daha okuyunuz bu bölümü, bir tarafta yokken spora daha çok destek veren bir yönetim, diğer tarafta kendini spor menkul değerler yatırım ortaklığı başında gören yönetim.
Gülkız Hanımın ilk yaptığı uygulamalardan birisi özendirme ödüllerini kısmak oldu.
Başka şekilde Dış İlişkiler Komisyonuna bütçe ayırması mümkün değildi sanırım, malum çok daha önemli bu komisyon.
Mali Genel Kurula kadar ilan edemediği Türkiye Küçükler Şampiyonasının fahiş otel fiyatlarını açıkladı önce. Şimdi de alt yapı sistemimize darbeyi vurdu.
Ne yanlışlar yapıldı yeni alt yapı sisteminde?
Sadece sayısal kısıntı değil sorun.
Devam edeceğiz…
Not: Mali Genel Kurul’a ilişkin yazılarım bitmedi devam edecek, kimse sevinmesin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder