Zumbul

Zumbul
En Seçkin, En Kaliteli, En Ucuz Satranç Ürünleri

7 Şubat 2015 Cumartesi

TSF’nin Yeni Dergisi “Satranç”

Haber metninin ekran alıntısını paylaşıyorum sizlerle ilk olarak, sonra da metni. Olur ya, zaman içerisinde, haber içeriği değişir kendiliğinden…
“Satranç” Dergisi Okuyucuyla Buluştu
Türkiye Satranç Federasyonu'nun yeni dergisi "Satranç" tanıtım sayısıyla okuyucuyla buluştu. Antalya'da düzenlenen Türkiye Küçükler Şampiyonası, Türkiye Emektarlar Şampiyonası ve Türkiye Kupasında federasyonumuz tarafından dağıtılan "Satranç" dergisi sporseverler tarafından büyük ilgi ile karşılandı. 
Satrancı daha geniş kitlelere ulaştırmak ve sevdirmek amacıyla projelendirilen, ana hedef kitlesini 16-22 yaş grubunun oluşturduğu dergi, herkes tarafından ilgiyle okunacak bir içerikte hazırlandı. İlginç öyküler ve taze bilgilerle derlenen kapak konusu "Nasıl Dahi Olunur?", "İletişimde Mantık Örgüsü", "Beslenme Stratejisi", "Sağlıklı Yaşamın Formülü" "Başarı Yolculuğunda Hedefe Ulaşmak" gibi hayatın içindeki konulara yer veriyor.
Dergide turnuvalarla ilgili haberler, satranç analizleri, yarışma gibi bölümler de yer alıyor. Geniş bir editör ve yazar kadrosuyla hazırlanan Satranç dergisi 2 ayda bir yayınlanacak. Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay, yeni dergi ile satrancın tabana yayılması için yaptıkları çok sayıda çalışmanın daha da etkili olmasını sağlamayı amaçladıklarına dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu dergimizde Federasyonumuzun vizyonunu en iyi şekilde yansıtmayı, gençlerin satranca başlamasına vesile olmayı, merak uyandırmayı ve motivasyon yaratmayı, 7'den 70'e herkesin dergisi olmayı amaçlıyoruz. Yeni dergimiz Satranç'ın camiamıza ve tüm Türkiye'ye hayırlı olmasını dilerim."
Bakın ben bu eleştiriyi yayınlıyorum, aslında kural “reklamın iyisi kötüsü olmaz” şeklindedir.
Ben alacağım siz de alın. TSF’nin kesinlikle çıkarı olur bu alış verişten, o yüzden satranca dair bir şeyin reklamı iyi de kötü de olsa, reklamdır. Federasyon yönetiminin başında olan arkadaş başarısız olsa da, TSF bizim federasyonumuzdur. O yüzden satın alınmasını destekleyelim.

Ama biz satranççıyız, rahatsız olan olsa da tartışmamız lazım bu dergiyi.

Şimdi gelin birlikte böyle bir derginin nasıl doğduğunu tahayyül edelim, tartışalım, Gülkız Hanım ve çevirmenleri de okusunlar bu satırları ve sonra anımsasınlar zamanında bu konuda yaptığım eleştirilerimi.

Mavi Kale dergisini ilk çıkarttığımızda içeriği ve tarzını yönetim içinde eleştiriye açmıştık. Bu dergiye imza atan Gülkız Hanım ve çevirmenlerinin o gün Mavi Kaleyi eleştirdiklerini, herkese hitap etmeyen bir dergi olduğunu ifade ettiklerini, içeriğin sadece satranç bilenlere yönelik olmasının en büyük sorun olduğunu çok iyi anımsıyorum, bugün gibi.

Ben de kendilerine, “Arkadaşlar, biz Türkiye Satranç Federasyonuyuz, adımızın olduğu her şey satrançla ilgili olmak zorunda. Satranç Life var, İSEM gibi mükemmel bir dergi var yıllardır yayın yapan, başka dergiler var. Bırakın onlar yapsın bu görevi. Ama biz içerik olarak %100 satranç olan bir dergi çıkaralım” dedim. O günün Başkanvekilleri de destekledi ve öyle oldu.

Şimdi bakıyorum, o içeriği satranca ilişkin olduğu için anlayamayan arkadaşlar, anladıkları ama satrançla ilgisi olmayan bir içerikle karşımıza geliyorlar.

Şimdi diyeceksiniz ki, "sen dergiyi okudun mu?"

Okumadım! Ama tanıtım haberinden belli ne olduğu. İlk fırsatta okuyacağım. Yanlışım varsa da özür dilerim ben! Ama asıl okuduktan sonra ilk ve son paragrafla ilgili yazacağım. Şimdi habera ait öbür paragrafı, dergiyi okumadan da eleştirebilirim.

Neymiş Tanıtım Haberi?
Tekrar yazıyorum.

“Satrancı daha geniş kitlelere ulaştırmak ve sevdirmek amacıyla projelendirilen, ana hedef kitlesini 16-22 yaş grubunun oluşturduğu dergi, herkes tarafından ilgiyle okunacak bir içerikte hazırlandı. İlginç öyküler ve taze bilgilerle derlenen kapak konusu "Nasıl Dahi Olunur?", "İletişimde Mantık Örgüsü", "Beslenme Stratejisi", "Sağlıklı Yaşamın Formülü" "Başarı Yolculuğunda Hedefe Ulaşmak" gibi hayatın içindeki konulara yer veriyor.”

Şimdi gelin biraz üzerinde oynayalım.

Satranç yerine briç koyalım mesela, hımm yok briç de zekayla ilgili, başka bir şey olsun, mesela “Fasulye yemenin zekaya faydaları” olsun.
Haber şöyle oluyor.

Fasulye yemenin zekaya faydalarını daha geniş kitlelere ulaştırmak ve sevdirmek amacıyla projelendirilen, ana hedef kitlesini 16-22 yaş grubunun oluşturduğu dergi, herkes tarafından ilgiyle okunacak bir içerikte hazırlandı. İlginç öyküler ve taze bilgilerle derlenen kapak konusu "Nasıl Dahi Olunur?", "İletişimde Mantık Örgüsü", "Beslenme Stratejisi", "Sağlıklı Yaşamın Formülü" "Başarı Yolculuğunda Hedefe Ulaşmak" gibi hayatın içindeki konulara yer veriyor.

Bence bu da oldu yani yakıştı. Yani ne anlıyoruz bu anekdottan? İçeriğin satrançla hiç bir ilgisi yok. Ya da satranca ilişkin içerik habere yansımamış. "satranç" sözcüğünün yerine; "sudoku", "dama", "matematik" ve hatta "fasulye yemenin faydaları" koyduğunuzda yine oluyor. Zaten sorun da bu bakış açısı değil mi? “Satranç kenarda dursun, iş olsun kese dolsun.”
Bakın bu derginin içinde kesinlikle satranç vardır. Adım gibi eminim. Ama ne kadardır onu bilemem. Bildiğim, şey buradan göründüğü kadarıyla olmamış….

Ama olur mu kardeşim? Böyle başlıklı yazılar bir satranç dergisinin genel temaları olur mu?” diye sordum ben, siz de soruyorsunuzdur.

Ben size anlatayım nasıl olduğunu. Büyük bir olasılıkla, önceden küçük bir grup arasında konuşulan bu konu bir Yönetim Kurulu toplantısında gündeme gelir. Sonra, bir ajans bulunur, genelde İstanbul’da olur bu ajanslar. Bu ajansta satrançla ilgili kimse yoktur. Şimdi bunu bilmemden dolayı, benim zamanımda sakın yaptığımı düşünmeyin. Bizim zamanımızda yönetim kuruluna gelen böyle seçme saçma fikirler orada kalıyordu.

Başkanlık makamında oturan arkadaşımızın etrafında duran satranççı arkadaşlarımızın da seslerini çıkartacak cesaretleri yoktur.

O zaman TSF’nin yüzbinlerce sporcudan oluşan kitlesine “satranç” adıyla içinde birkaç satranca ilişkin haberin olduğu, "umarım vardır" bir yayın ulaştırılır. TSF bundan üç beş kuruş bir bedel alır. Sonuç bu olur.

Kesinlikle hiç kimsenin menfaati olduğunu söylemiyorum, inanmıyorum da.
Ama sonuç bu. Yazık…

Yok olmamış …

Biçimden olmamış, içerikten ne olmuş okuyalım görelim, sizlerle de paylaşırız.

Gülkız Hanım bana da bir deneme sayısı yollar mı acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder