Spor Federasyonlarının var olmasının
nedenini hiç sorguladınız mı? Neden var spor federasyonları? Nasıl oluşurlar?
Görevleri nelerdir? Bu
akademik soruların doğru yanıtları nedir? Bir spor federasyonu yönetimi ya da başkanı sporcu seçimlerinde kulüpçülük yaparsa ne olur? Nedir kulüp kayırmak?
Konumuz bu...
Spor federasyonları, ansiklopedi tanımıyla, bir spor dalındaki kulüplerin
federe olması, yani bir araya gelerek bir tüzel kişilik kurmasıyla oluşur.
Peki, ama neden?
En büyük nedeni adalettir! Sporda mutlaka yarış vardır. O spor dalında
yarışmak için de kurallar vardır. Öncelikle, yarışın adil olması için,
kuralların önceden belirlenmesi gerekir. Bir taraf kendi işine gelecek
kuralları, diğer taraf ise onun kazanması için gerekli kuralları
isteyebilir.
O nedenle kuralların belirlenmesi için anlaşmak gerekir. Bu anlaşma da her
tarafın içinde olduğu bir erk tarafından gerçekleştirilir.
Spor federasyonlarının bir görevi yarışın kurallarını önceden
belirlemektir.
Tek başına kuralların, üstelik en güzel kuralların olması yeter mi? Yetmez
kuşkusuz. Kurallara göre yarışın yapıldığını denetlemek için bir de tarafsız
bir yargıç gerekir. Yani hakem...
Aslında hakem müessesesi spor federasyonunun oluşmasındaki en önemli
gerekçedir. Çünkü sadece o sporun evrensel kurallarının olması veya o kuralları
adil şekilde uygulayacak, iki tarafın da saygı göstereceği bir hakemin var olması yetmez.
Bu hakemi kimin seçtiği de önemlidir. Düşünsenize... Zaten spor her ortamda
federasyon olmadan yapılabilir. İnsan kendi kendine koşabilir, piknikte satranç
oynayabilir, havuzda yüzme yarışı yapabilir. Bu sportif etkinliklerin tarafsız,
adil bir yarışa dönüşebilmesi, yani tam anlamıyla spor olması, ancak ve
ancak bir spor federasyonu tarafından doğru ve adaletli bir şekilde örgütlenmesiyle mümkün olabilir.
Spor federasyonları, sporcuların kulüplere üye olmasını, kulüpler arasında
sporcuların değişimini, bireysel ya da takım olarak hangi kurallara göre
yarışacağını, bu yarışın farklı aşamalarının örgütlenmesini, her aşamada yarışa
tarafsız hakem görevlendirilmesini, bu hakemlerin etkin ve bilgili olması için
yetiştirilmelerini, atanmalarını, seçimini ve hatta kendi kendilerini seçim
yöntemlerini, kurallara uygun davranmayan sporcu, hakem ve diğer görevlilerin
disiplin işlemlerini düzenler.
Federasyonların bir sporda var olmasının en önemli nedenlerinden birisi
budur. O nedenle, genellikle, yarışmayacak kişilerin bir federasyona veya o
federasyonun bir kulübüne üye olduğu görülmez.
Dikkat ederseniz tüm bu saydığım alt misyonların hepsinde tarafsızlık ve
adalet çok önem taşımaktadır. Örneğin bir sporda kimin aday hakem olacağı,
kimin il hakemi veya milli hakem olacağının kriterleri olmalıdır. Konumuz öncelikli olarak hakem değil tabii ki... Aynı durum sporcu için de geçerlidir. Bir spor federasyonu yönetimi, ulusal takımların oluşmasını, bunun hangi yarışmalarla ve nasıl belirleneceğini, hangi derecelere nasıl ödüller verileceğini, hangi alt yapı sporcusunun yurt içi ya da dışında hangi kampa nasıl katılacağı gibi onlarca kuralı; sadece o federasyonun başkanı ya da yönetimine yakın kulüpler için değil, bütün kulüpler ve sporcular için önceden belirler.
Hakemlik kurumu tarafsız olmayan bir spor federasyonunda adaletli yarıştan
söz etmek olası olabilir mi?
Bu nedenle federasyonların hakem eğitimi, gelişimi, terfi ve atamalarını tarafsız
şekilde yapmak üzere merkez hakem kurulları olur. Eğer bir merkez hakem kurumu
şaibe altında kalırsa, o spor federasyonu şaibe altında kalır.
En çok karşılaşan adaletsizlik durumu bir kulüple doğrudan ya da dolaylı
bağlantısı olan kişilerin bu süreçlerde karar verici olmasıdır. Bir kulübün
önde gelen bir yöneticisinin aynı zamanda merkez hakem kurulu ya da teknik
kurul gibi çok önemli kararların verildiği organlarda görev alması çok dikkat
çekicidir. Çok yanlıştır. Anlaşılması zordur.
Kulüpçülük nasıl olur?
Eğer bir spor federasyonu yönetimine seçilen kişiler, o sporu çok
sevmiyorlarsa, umursamıyorlarsa, sporla ilgileri yoksa, yarışmaların adaletli yapılmasından çok
oturdukları koltuğu düşünüyorlarsa, kendilerini o koltuklara seçen oy
verenlerin gönlünü yapmaya kalkarlarsa, sporun gözü bağlı adalet dağıtan
kurumlarını yozlaştırırlarsa, kendilerini destekleyen ve desteklemeyen
kulüplere aynı mesafede durmazlarsa, o zaman artık o sporda adaletten söz edilemez.
Ben bunun adına kulüpçülük diyorum.
Örnek bir spor federasyonu başkanı, yönetimi, tüm kulüplere aynı mesafede
durmalıdır. Adaleti sağlamalıdır, kulüpçülükten uzak durmalıdır.
Kulüpçülüğün bir örneği olan hakem eğitimi, gelişimi, terfi ettirilmesi ve
atanmasının ötesinde; aynı adaletsiz yaklaşımların sporcular için
gösterilmesi de başka bir örnektir. Aslında en acı olanı da budur.
Hakem hataları çok çabuk kendini gösterdiği için kendi içinde bir adaleti
vardır. Bir hakemin meşhur olmasının en hızlı yolu hak etmediği bir görevi icra
ederken yapacağı bir hatadan dolayı kısa sürede kötü şöhrete ulaşmasıdır.
Kulüpçülüğün daha çirkin bir örneği ise sporcu kayırmadır.
Bu sadece adalete değil o sporun geleceğine de darbe vurur. Bir ülkenin bir
spor dalında görev yapan bir federasyonunun, ulusal takımlara hangi sporcuları
görevlendireceği, bireysel turnuvalara hangi sporcuları ve ne koşullar altında
göndereceği çok önemli bir karardır.
Özellikle bu sporcular altyapıda ve çocuksalar.
Hiç kimse bir çocuğun haksızlığa karşı olan duygularını düzeltemez.
Zamanında ulusal takıma girme hakkı kazanmış, ancak parası olmadığı için bu
hakkın hak etmeyen bir başkasına verildiğini birebir yaşamış bir kişi olarak
vurgulamak istiyorum.
Kimse 12-13 yaşında bir çocuğun haksızlığa karşı yaşayacağı travmayı
düzeltemez.
En kötü kulüpçülük, bir spor federasyonu başkanının kendisini destekleyen
kulüplerin sporcularını kamplara göndermesi, o kulüplerin sporcularına ulusal
takımlarda yer vermesi ve böylece rekabetin haksız bir destekle yanlış şekilde
bozulmasıdır.
Bir sporcunun nasıl kampa gideceği, gitmeyeceği, uyması gereken kurallar,
yetişmesi, elde edeceği haklar, kazanımlar önceden ilan edilmeli ve ona göre
uygulanmalıdır.
Neyse ki, satranç sporunda tüm dünyada arasanız bir kaç federasyondan fazla
federasyon bulamazsınız bu yanlış uygulamaları icra eden.
Değil mi?
Devam edeceğiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder