Zumbul

Zumbul
En Seçkin, En Kaliteli, En Ucuz Satranç Ürünleri

3 Haziran 2015 Çarşamba

Ya gerçekler?

Sevgili Dostlar,

(Bu yazıyı yazmaya 3 Haziran 2015 14:29'da başladım)

Yaklaşık olarak 9 aydır federasyona eleştiride bulunuyorum. Çok büyük destek gördüm bu süreçte camiada, tabii benim karşımda olanlar da yok değil ve olmaması da düşünülemez. Bunlardan bazıları, iyi niyetli olarak, geçmişi bilmeden eleştiride bulunan kişiler, saygım var.

Hatasız kul olur mu? Yaptığımız onlarca güzel şeyin yanında, bir kaç hata yapmamız da çok doğal.

Ama bazıları da var ki aslında yorum yapmaya bile değmez ama, sırf camia gerçekleri bilsin diye bir istisna yapıyorum bugün..


Biliyorsunuz facebook çok önemli bir sosyal paylaşım ortamı. İyi tarafları var kötü tarafları var. Ancak satranç ailesinin iletişimi açısından çok sıcak bir ortam. Zaman zaman, haddini bilmeyen kişiler - ki genelde tutulmuş, doldurulmuş, bindirilmiş kıtalar oluyor bunlar - benim sayfamda ileti kirliliğine neden olabiliyor. Bu insanları yönlendirenler de hemen belli oluyor...

İyi niyetli eleştirilere yanıt veriyorum ama hakaret edenlere izin vermiyorum, engelliyorum.

Camiada her türlü adamlar var. Bunların arasında her dönem herkesle iyi geçinen teknik danışmanlar da var, iki turnuvada görev alacağım diye methiyeler düzenler de... Benim bu camiada tanımadığım kimse yok. 43 yıldır Satrancın içindeyim, ömrüm yettiği sürece de olacağım. Bakalım bu tür renk değiştiren arkadaşlar da olabilecek mi?

Bugün istisna yapıp yanıtlayacağım dediğim arkadaşa gelince...

İstisna Erkal Büyükaşık...

Erkal Bey, benimle ilgili ağza alınmayacak ifadeler kullanıyor bir süredir paylaşımlarında.

Çünkü gerçek dışı ifadeler kullanıp, atıp tutup, iftiralar dizip, uygunsuz şekilde bana saldırmasını anlamakta zorluk çekiyorum.

Dediğim gibi asla yanıt vermem ama doğrudan isim ve zaman zikredilince anımsatmakta yarar var.
Erkal Büyükaşık, sayfasında bir haber paylaşıp aşağıdaki gibi bir ileti yazmış:


Bir dostum aradı ve bana "bu haber doğru mu? siz kimsenin hakkını yemezsiniz" dedi. Yani bilen biliyor zaten. Sağolsun var olsun bunu bildiren ağabeyim...

Tabii ki doğru değil... Hepsi gerçek dışı ve saçma. Asla satrançta insan muhasebesi yapmadım. İstisnaları da açık açık yazıyorum. Üç kişiyle asla bir araya gelmem diyordum: Cengiz Özdemir Keleş, Suat Atalık ve Kuvay Sanlı. Şimdi dört oldu, bunların yanına bir de Gülkız Tulay'ı ekliyorum.

Şimdi konumuza dönelim. Diyap Büyükaşık, Türk Satrancına gelmiş en önemli yeteneklerden birisidir.  Yasin Emrah Yağız'ın Antakya'da görev yaptığı süreçte keşfedilmiş, ancak daha sonra o ilimizde sürekli bir elit antrenör istihdam edemememizden dolayı, ama daha çok bu şekilde yönlendiren bir aile bireyi yüzünden istenilen düzeyde kendisini gösterememiştir.

Namağlup Türkiye Şampiyonu olduğu da doğrudur Diyap'ın... Zaten link verilmiş, ama eksik olan şey sonrasındaki yalan.

"Hiç bir Turnuvaya alınmamıştı..."

Bir insana gerçek dışı ifadeler söylemesi için ne sunulur bilemem, asla yapmadım. Ama gerçek nedir birlikte görelim...


Ne kadar ilginç! Diyap meğerse iki turnuvada yarışmış Eylül- Ekim 2011'de...

Avrupa Okullararası Satranç Şampiyonası (Antalya) ve Avrupa Yaş Grupları Satranç Şampiyonası (16 Yaş) Bulgaristan... FIDE Sayfası

Asıl çirkin olan gerçek dışı ifadeler değil kuşkusuz. Herkesin bilmesi gereken bir kaç şeyi söylemek ve tekrarlamak isterim.

Ben disiplin suçu olmadığı sürece asla yaş gruplarında milli takımlarda yer alacak sporculara karışmadım, karışmam da... Bana ne yahu? Hocası var, AYGEG var, ne haddime kardeşim...

Gülkız Tulay, seçimden sonra beni havalimanında CIP salonunda gördüğünde, (yanında Asbaşkanı Aşkın Keleş ve Ultra Turizm'den Faruk Şahin vardı) kırım kırım gülerek, ""Ali Nihat Bey, bakın sizin kulübünüz İTÜ'den Hilal Öztürk'ü yurtdışında turnuvaya gönderdik, artık bunu unutmazsınız" dedi...

Herkes bildiği şekilde başkanlık yapar. Bilginin bittiği yerde de bu tür şeyler olur. Benim 12 yıl boyunca en sert muhaliflerimden birisi Menderes Çoban olmuştur. Bir kez ne ona, ne kulübünün bir sporcusuna böyle yaklaşmadım. Herkes dilediği şeye inanabilir, ama bir başkanın kararlarına, ilgili kişileri muhalif olarak görüp görmemesini dahil etmesi büyük yanlıştır.

Şahitleri ve isimleri yazdım!

Ne ayıp! Ne demek bir başkanın böyle ifadeler kullanması! Nasıl bir başkan bu tür işlere karışır. Ne demek "sizin sporcunuz"? Seçilirken "ben tüm Türk Satrancının annesi olacağım" diyeceksin, sonra seni oraya aday gösteren kişiye çıkıp "sizin sporcunuz" ifadesi kullanacaksın. Beni sevsin sevmesin herkes bizim sporcumuz Gülkız Hanım!

Erkal Büyükaşık'ın bu gerçek dışı beyanının arkasında, bu tür talepler olabilir mi bilemiyorum... Olmadığını umut ediyorum, ama bir türlü bakınca insan kuşkuya da düşmüyor değil.

Erkal Bey, sayfasında bu paylaşımda bulunduktan sonra gelen yorumlardan birisine de,
şu şekilde yanıt veriyor. Utansın diye burada sizlerle paylaşıyorum...


Şimdi bu arkadaş benimle ilgili yazdığı gerçek dışı ifadeler ve kullandığı bu çok ayıp ithamlarda gerçekten bir şeylere inanıyor olabilir. Diyelim ki inanıyor olsun bu söylediklerine...

Ama ben kendisine burada köşemden yazıyorum. Büyükaşık ailesine karşı en ufak ama en ufak bir gönül kırıklığım yok. Özellikle Diyap, efendiliği, kişiliği, satrancıyla bu ülkeye hizmet eden, çok faydalı olabilecek örnek bir sporcu. Betül kızımızı hiç tanımadım.

Ben başkanlık yaptığım süreden çok daha önce devlet yönetiminde farklı görevlerde bulunmuş, hakka saygıyı, seni düşman olarak gören de olsa insana sevgiyi öğrenmiş biriyim.

Kendisini sarafino beni don kişot sananlarla işim olmaz. Erkal beye de ailesine de hiç bir kinim ya da düşmanlığım yoktur. Bu kapaktı!!

Bir an için Erkal Beyin söylediklerine inandığını düşünelim. Olur ya, o dönemde olanları unutmuş olabilir. Kardeşi iki Avrupa Şampiyonasında oynamış akıl kayması olabilir. Bu nedenle bana kızmıştır. Ailesine kin beslediğimi düşünmüştür.

Diyelim öyle olsun ve bugüne kadar bunu içinde saklasın. Bugün içindeki sıkıntıları gerçek dışı da olsa kussun. Olabilir, benim adım Gülkız Tulay değil, satranççı her zaman haklıdır bana göre, saygı duyarım.

Ama şimdi bu iddiaların gerçek dışı olduğunu kanıtladıktan sonra, bir bakayım dedim, acaba bu arkadaş bana facebookta özel mesaj yollamış mıdır diye?

Aaa, bir de ne göreyim?


Bu kendisine ve ailesine kin beslediğimi düşünen arkadaş, iki ay önce bana iş teklif etmiş. Aman benden uzak dursun, Allah gönlünden geçeni on kat fazlasıyla versin, Gülkız Hanımın ekibine yakışır...

Hiç bir yorum yapmıyorum, hiç bir yanıt vermediğim bu kişiye karşı...

O çirkin ve gerçek dışı paylaşımın hemen altında bakın Erkal Bey ne paylaşmış?


Ne dersiniz? Aklıma gelmiyor değil, acaba durup dururken paylaşılan ve içeriği sıfır olan bu twitt ile, Erkal Bey, birisine görevini yerine getirdiğini mi söylemek istiyor?


Gülkız Hanım, size mesajım şu: "Ne yaparsanız yapın, bu güzide camianın oylarıyla oradan gideceksiniz! Az kaldı..."

Gülkız Hanımın çevresinde kendisine biat eden ve hakkımda atıp tutan 35 yıllık dostlarıma da bir mesajım var:

"Ne yaparsanız yapın, haddinizi bilin!"

Bir sonraki yazımda, bu eleştirilerdeki kişisel amaçlarımı, gelecekle ve satrançla ilgili planlarımı paylaşacağım.

O zamana kadar beyaz sarafino ve diğer  arkadaşlara selamlar... Görüşmek üzere...

(Yazının bitiş saati 15:28. 39 dakika gibi önemli bir zamanı bu saçma sapan şey için harcadım, ama olsun)