Zumbul

Zumbul
En Seçkin, En Kaliteli, En Ucuz Satranç Ürünleri

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Görünen Köy Kılavuz İster miydi?

Satrancı nasıl seviyorum bilemezseniz. Oturup saatlerce izleyebilirim satranç maçlarını. En çok sevdiğim ise milli takımlarımızın maçları... Özellikle Vahap, Batuhan ve Cemil Can benim hayranı olduğum üç silahşor. Onlara hastayım, oynadıkları satranca da... Kazandıkları zaman nasıl zıplayıp mutlu oluyorsam, yenildikleri zaman da kahroluyorum. Geceleri uykularım kaçıyor.



15 Yıl Önce 

2001 yılında ilk kez sevgili Rupen Asaturoğlu ile milli takımımızı Balatonlel, Macaristan'a götürmüştük. Avrupa 18 yaş Altı Takım Şampiyonası için. Sonuncu olduk, ezildik. Ben başkan olduktan sonra ilk şampiyonaydı, takımlarla katıldığım.

Utanmıştım, sıkılmıştım... Benim hatam değildi kuşkusuz ama olsun sonuçta ben başkandım. 2001 yılında Türk Satrancı Avrupa'da ilk 30'da değildi. ELO listesinde en güçlü sporcumuzun ELO'su 2365'ti. 3 uluslararası ustamız vardı ve yaş ortalamaları 50'nin üstündeydi. Büyük ustamız yoktu. Tarihimizde hiç madalya yoktu. 50.000 TL bütçemiz vardı. Ama ne olursa olsun, o koşullarda bile kaybedilen her maç beni üzüyordu. Alınan kötü sonuçlar utandırıyordu. Keşke herkes aynı şekilde olabilse, bazıları asla başarısızlıktan utanmaz! Pişkin pişkin, bunu başarı gibi göstermeye kalkarlar.

Utanmak ayıp değildir, ayıp kötü sonucu saklamaya çalışmaktır. 

O zamanlar her yenilgi beni daha çok hırslandırdı ve motive etti. Kendi kendime söz verdim, "bu bir makus talih değil ve düzeltmeliyiz" diye. Herkesin başaracağı kadar kolay bir iş değildi belki hedeflerimiz, ama çok şükür ben o hedeflerin hepsini fazlasıyla başardım.

Çünkü bizim için öncelik spordu!

Adaletti! Sırf oy alacağız diye asla kulüpçülük yapmadık! Milli takımları belirlerken bizi destekleyen kulüplerin sporcularına öncelik vermedik. Bizi eleştiriyor diye antrenörlerle yolumuzu ayırmadık. Spor önceydi bizim için.

O makus görülen talih düzeldi mi?

Düzeldi hem de nasıl. 2001 yılında sonuncu olduğumuz Avrupa 18 Yaş Altı Takımlar Şampiyonasında, 2014 yılında, Iaşi'de şampiyon olduk. Bu kez ben başkan değildim, ama o sonucun alınmasında kimin payı olduğunu sizlerin takdirine bırakıyorum. 

Iaşi'de şampiyon olduğumuzda, TSF Başkanını arayıp tebrik ettim. Kendisine bunun Türk Satrancı için büyük bir zafer olduğunu belirttim. Büyük bir zaferdi çünkü 18 yaş Altı Avrupa Takım Şampiyonasında 16 yaş ortalamalı bir takımla Avrupa Şampiyonu olmuştuk. 

Bu da demekti ki, eğer bu takıma doğru yatırım yapmaya devam edersek, en az üç yıl daha Avrupa Şampiyonu olabilirdik. Üstelik bu turnuva geleceğin falına bakan bir turnuva. 

Bu umutlarla bir yıl geçti. Bu bir yıl süresince çok eleştirdim bu federasyonu... Ne yapabilirdim ki? Görünen köy kılavuz istemiyor, ama Türk satrancının kaptanı gemiyi kayalıklara toslamış durumda. Türk Satrancı felakete doğru gidiyor. Başkan ve çevresinde bu kötü gidişi göremeyen, nedenini anlayamayan, gerekli önlemleri alamayan bir yönetim, onlara ses çıkartıp cesurca "KRAL ÇIPLAK" diye haykıramayan sportif ekip ile kaçınılmaz olan bu sonu görmek için müneccim olmaya gerek yok ki. Herkes bir şekilde bir unvanı koymuş yakasına, mutlu olmaya çalışıyor, ama Mayakovski'nin Trajedisi ilkokul piyesi gibi kalır bu dramın yanında.

Başkan düşünüyordur: "Neden olmuyor?" diye... Açık değil mi nedeni?

Siz değil misiniz 18 ay kamp düzenlemeyen Gülkız Tulay Hanım?
Siz değil misiniz benden aldığınız mükemmel sportif mirası yok eden?
Siz değil misiniz alt yapıya verilen özendirme ödüllerini kırpıp kuşa çeviren?
Siz değil misiniz Avrupa Okullar Satranç Şampiyonasında aldığı madalyaları sanki zafermiş gibi medyaya, sponsora, devlete gösteren?
Siz değil misiniz daha bir kaç gün önce biten Türkiye Yıldızlar Şampiyonasında bazı gruplarda 5-6 sporcunun katıldığı Türkiye Şampiyonasını düzenleyen federasyonun başkanı?
Daha neler var neler... Hangisini anlatayım ki... Dilimde tüy bitti..


Bu sonuç kaçınılmazdı!

İlk üç masada Türk Satrancının yetiştirdiği en yetenekli üç sporcu oynuyor ve biz nal topluyoruz. İkisi 18 yaş altı büyük usta düzeyinde, üçüncüsü 3 kez Avrupa Şampiyonu olmuş yaş gruplarında, isimleri daha bugünden efsane olmuş bu yetenekleri kullanamadı bu federasyon, parlatamadı. Şehir kulüp takımlarına karşı bile kazanamıyoruz.

Macaristan gibi rahatlıkla yenmemiz gereken bir takıma karşı 3,5-0,5 kaybediyoruz.

Utanıyorum! Kahroluyorum!

Ya siz Gülkız Hanım? Siz neler hissediyorsunuz? Görüyorsunuz değil mi: Kulüp kulüp, il il dolaşarak kazandığınızı düşündüğünüz delege destekleri Polonya'daki takımımızın aldığı sonucu değiştiremedi. Başkanvekiliniz de keyifle geziyor salonda bakın. Sizin için satranç bu. Takım neden ilk turun dışında milli kıyafetle oynamıyor? Neden çocuklar umutsuz ve umarsız gözlerle bakıyor? Neden Gülkız Hanım? Nedir bu vurdumduymazlık? Neden açılış ve kapanış haberi dışında tek bir haber yok sitemizde? Sonuçları bile umursanmazsa bu çocuklar nasıl satranç oynar? Avrupa Şampiyonu olmuş takımın sonuçlarını siz umursamazsanız onları motive edebilir misiniz? Çok uzak geliyor size bu anlattıklarım, değil mi?



Solda milli formayla yarışan Macaristan, karşısında piknik kıyafetiyle oynayan, takım olamamış, genç milli takım! Sizce sonuç ne olur? 

Nasıl gizleyeceksiniz bu trajediyi?

Bana biri çıkıp anlatsın, aklı başında biri desin ki, "..... şu nedenden dolayı olmadı"

Kim kabahatli?

Adrian Hoca yıllardır tanıdığımız birisi. Ne kadar mükemmel olduğunu bilmeyen yok. O zaman sorun ne sizce?

Aylarca önce yazdım! Herkesin bir işi var. Mükemmel de olsa bir tek insanı, hem de hiç bir destek vermeden her yerde kullanamazsınız. Adrian Hoca'ya bu kadar yüklenmekten vazgeçin! O kadın satranççılarımızın hocası. Siz ne büyük hata yaptığınızı kavrayamıyorsunuz, çünkü satrancı bilmiyorsunuz. Size aylarca önce söylemiştim. "Mikhail Gurevitch'in sözleşmesini yenilememek büyük hataydı" demiştim. Demedim mi kardeşim?

Ne demişim bakalım birlikte

Satrançta Yetenek Nasıl Yok Edilir? - 5 - Mikhail Gurevitch

Şimdi Gülkız Hanıma sormuyorum, camiaya soruyorum:

Berrak mı durum? 


İçim daralıyor, utanıyorum. Acaba dışarı çıksam yolda yürüsem birisi utancımı yüzümden okuyabilir mi?

Bir çocuk dönüp bana "aaa bak bu amca bıraktıktan sonra Türk Satrancı battı, bütün kabahat bu amcada" der mi?

Bırakmakla değil ama aday gösterdiklerimle hayatımın hatasını yaptım.

Acaba sadece ben mi utanıyorum? Başka utanan yok mu? Kahroluyorum bu sonuçlara... Eminim milli takımımız da uyuyamadı o gece... Oooof of.

Aslında ne ekerseniz onu biçersiniz.

Bakın ne ekmişiz zamanında.

Bir yıl öncesine gidelim kısa bir süre.

Aynı takımımız 2014 Avrupa 18 Yaş Altı Takım Şampiyonasında; Iaşi'de şampiyon olmuştu. Ülkemize döndüler, Atatürk Havalimanına geldiler.

Bu satırları okuyan herkese rica ediyorum. Durun! Düşünün. Resme iyi bakın!

Aşağıda şampiyon ekip var, yanlarında onları karşılayan, emektar satranç ustamız ve İstanbul İl Temsilcimiz Rıza Öney. Özgün haber için de resme tıklayın!




Çin'de Dünya Kadınlar Takım Şampiyonası Kapanış Törenini kaçırmayan, Türkiye'de delegelerle görüşmek için gezmedik il bırakmayan başkanımız neredeydi acaba?

Hadi o gelemedi, salonlarda boy gösteren Başkanvekilleri nerede?

Hadi onlar yoktu, yönetim kurulu üyeleri nerede?

Tamam onlar da çok daha önemli bir işle meşguldü, genel sekreter nerede?

Bu ne biçim federasyon kardeşim?

On beş yaşındaki çocukların yerine koyun kendinizi dostlar!

Dünya satrancında herkese parmak ısırtan bir sonuç alıyorsunuz, ülkenize döndüğünüzde sizi karşılayan bir tek yetkili yok.

Bana her şeyi eleştiriyorsun diyenlere de o zaferin ardından paylaştığım iletimi sunuyorum burada.



Şimdi dönelim günümüze... 

Tekrar o çocukların yerine koyun kendinizi. Sizi ne motive edebilir? Sosyal paylaşım ortamlarında eleştirilerimi beğeni ile tıklayan kişilerle görüşüp ikna etmeye çalışan başkan, zaman bulamaz mıydı bu kıymetli çocuklar için?

Bulamazsanız, bu sonuca razı olursunuz efendim.

Kral Çıplak
Hikayeyi anlatmama gerek var mı? Bu ifade, "gücü elinde tutanların açık ve net görünen hatalarını, çevrelerindeki güçten yarar gören ya da doğruyu söylerse başına geleceklerden korkan insanların söylemeye cesaret edememesi" durumudur. Kral çıplaktır ancak herkes kralın giymediği sadece akıllı olanların görebildiği iddia edilen ama asla olmayan elbiselerle ilgili birbirlerini kandırmaya, aslında bu tür bir hikayeye inanarak, akıllı olmadıklarını kendilerinin de bilmelerine karşın, başkalarından saklamaya çalışmaktadır.

Satrançta durum nasıl? Geçen yıl Avrupa Şampiyonu olmuş çocuklarımız aynı takımla hezimete uğruyor, federasyon sitesinde çıkan haberde, "Avrupa Genç Takımlarda İki Madalya Kazandık" şeklinde duyuruluyor.  Doğru Vahap Şanal ve Batuhan masa derecesi yaptılar. Ama takıma ne oldu?

Sonuç açık! Bir yıl önce 16 yaşında olan aynı takım Avrupa Şampiyonu oluyor, aradan geçen bir yılda takım 4 sıra aşağı düşüyor. İlk üçe bile giremiyor. Siz hala başarıdan söz ediyorsunuz.

Ben de diyorum ki: "Kral Çıplak"

Gelelim ikinci skandala... 

Neden 18 yaş altı kadın takımını bu şampiyonaya götürmüyorsunuz?

Bakar mısınız?

O kadar FIDE Women Grand Prix düzenledik. Kadın satrancının tüm dünyada bir dönem bayrağını biz taşıdık. Avrupa, Dünya şampiyonları gerçekleştirdik. Dünyanın en iyi kadın satrancı antrenörünü istihdam ettik. Sonucunu da aldık. Kimsenin aklına bile gelemeyecek şeyler oldu ve Kübra Öztürk ile Betül Cemre Yıldız büyük usta oldu.

Onlardan sonrası ise muamma...Oysa o kadar çok yetenek var ki! O kadar çok ki, tek tek adlarını verdim vermediklerim de oldu. 50 tane isim sayarım buradan o turnuvada bizi temsil edebilecek. Ama kimin umurunda?

Yahu yatırım yapmazsan olur mu arkadaşım?

Fide ekmezsen ağaç olur mu?

Bunu her yazımda herkes okuyacak bundan sonra. Yahu 3 kuruş para, neden bayrağımızı Avrupa 18 Yaş Altı Kadın Şampiyonasında dalgalandırmadınız? 2 + 1 toplam 3 sporcu götüreceksiniz. Bizim paramız yoktu bunları yapmak için. Sizin sorununuz ne? Neden? Neden? Neden?

Bakalım bu federasyon Karpaz'a 2 sporcu bile götürmezken, Moğolistan'da düzenlenecek 16 yaş altı Dünya Satranç Olimpiyatına bir kadın takımı götürecek mi? Bakalım o takımda kimler yer alacak? İzliyor olacağız...

KRAL ÇIPLAK ve GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ!

Türk Satrancı kötüye gidiyor... Ben beş sporcumuzu da tebrik ediyorum, gözlerinden öpüyorum. Bu federasyon yönetimiyle bu bile büyük başarı aslında. Alkış!

3 yorum:

  1. Özgür satranç forumunda bahsettiğim; Kız takımının gönderilmemesinin tuhaflığının, sizin gözünüzden kaçmayacağını tahmin etmiştim.

    Maalesef, Yıldızlardaki katılım sayıları da moral bozucu ( Özellikle Kızlar)

    Yakup Bayram

    YanıtlaSil
  2. Hocam söylediğiniz gibi Türkiye Yıldızlar Şampiyonası bir fecatti. Bu federasyonun doğru dürüts yaptığı bir şeyi göremiyorum ben. O konuda daha kapsamlı bir yazı yayınlayacağım. Spor Meydanında önümüzdeki ay bu konuyu yazmak istiyorum. Saygılar...

    YanıtlaSil
  3. Ali bey,
    Güzel bir başlık koymuşsunuz. Bu sene İTÜ neden bir derece elde edemedi? Bir sıkıntı mı oldu? Merak ettim doğrusu...

    YanıtlaSil