Mali Genel Kurul - 7 -

 Bir önceki yazıma kadar olan eleştirilerimde, federasyon başkanlığı koltuğuna seçimle gelen ancak başarısız ve kötü yönetimine rağmen halen koltuğu işgal eden Gülkız Hanımın başarıyı anlamadığını kanıtlarıyla sizlere sunmuştum. Aslında, bence başarısızlık, başarının ne olduğu konusunda algıyı ve sunumu da, başarısız olan kişi de değiştiriyor.

Peki, Başkanlık koltuğunu abesle iştigal eden Gülkız hanımın orda oturmasının arkasında hangi gerekçeler var? Neden bu kadar başarısız bir kişiyi başkan seçtik?

Bu benim hatam. O yüzden de bunu görmekle ve yaptıkları hataları anlamakla, izlemekle; federasyonun 2012’ye kadar olan gelişiminde nispeten emeği olan birisi olarak, zaten yeteri kadar cezayı fazlasıyla çekiyorum.

Tekrar etmekte yarar görüyorum, Gülkız Hanımın Mazbata töreninden 11 Ağustos 2014 akşamına kadar hataları sürekli izleyip, kendi kendime eleştirmeme konusunda telkinde bulundum. Sürekli, düzelebilir belki, diyalog kur, iletişim yöntemini seç şeklinde düşündüm. Ama artık bir noktada bazı nedenlerle canıma tak dedi diyebilirim, tabiri caizse… 

Bu süreç içerisinde Gülkız Hanım bazen o kadar şaşırttı ki ifadeleriyle, “nasıl 12 yıl farkına varmadım bu kadar arızanın?” diye kendime kızdım.

O yüzden hiç kimse “neden bu kadar ağır eleştiriyorsun? Keşke yönetime bunu iletseydin” diye sormasın bana. Uyarmak benim görevim. İyi yaptıkları şeyleri bulabilirsem takdir de edeceğim, ediyorum da. Ama bu camiadaki yerini herkesin kendi aklı ve kalbiyle sorgulayacağı birisi olarak, içinde kesinlikle iyi niyetin olmadığı bu anlayışa artık göz yummak mümkün değil.

Yapıcı olarak çok eleştirdim anlattım ama anlamadılar ya da anlamamazlıktan geliyorlar. İkisi de aynı sonuca çıkar, Gülkız Hanım istifa edene kadar devam…

22 Kasım 2014 günü gerçekleştirilen ve Gülkız Hanımın tüm delegelere (benim dışımda) teşekkür için kısa mesaj olarak SMS yolladığı 2014 TSF Olağan Mali Genel Kurulunda sunduğum eleştirilerden sırada gelen görsel şu şekildeydi.

Not: Kendilerini ibra etmeme rağmen, yıllarca Başkanlığını yaptığım ve desteklediğim Gülkız Hanımın, herkese teşekkür SMS’i yollayıp, bana teşekkür mesajı yollamamasını kendisine çok yakıştırdım! Beni hiç “mahcup” etmedi bu tavrı. 

Mali Genel Kurul Eleştiri sunuşum:

ELO ücretleri / Turnuva katkı payı yüzdesi

•        FIDE standart zaman kontrolünde 1 € ELO hesaplama ücreti almakta, hızlı ve yıldırım turnuvalarından ücret almamaktadır. TSF, tüm turnuvalarda sporcu başına 5TL gibi fahiş bir ücret toplamaktadır. Ayrıca, özel turnuvaların giriş ücretlerinden de %25 TSF tarafından pay alınmaktadır.

•        2012’ye kadar düzenlenen ELO turnuvalarına 500TL katkıda bulunduğumuz düşünülürse, ELO’lu sporcu sayısında durma olacağı da çok açık görünen bir kötü gelecektir

•        FIDE’ye ödenen ELO hesaplama ücretleri yıllık 3-5.000€’dur

•        Sadece standart zaman kontrollerinde FIDE ELO hesaplama ücreti alıyorken TSF tüm zaman kontrollerinde inanılmaz bir ücret almaktadır

•        FIDE toplam ödenen ücret bir tavana ulaştığında ELO hesaplama ücreti talep etmezken, TSF sürekli ve her türlü zaman kontrolü için bu ücreti fahiş olarak toplamaktadır

TSF programında ve illerin resmi programında olmayan turnuvalardan katkı payı alınabilir. Bizim zamanımızda başlayan ve benim savunduğum bir uygulama bu. Sonuçta, federasyon bunun karşılığında bir hizmet veriyorsa olabilir. TSF’nin bu katkı payını, kulüplerden, resmi turnuvalardan almaması da olumlu bir uygulamadır, destekliyorum. Ona aferin diyorum!

Ancak, ELO turnuvalarından 5 TL toplanmasını anlamam mümkün değil.

Üstelik TSF, bunu yaparken camiamızı aptal yerine koymaktadır. Yani, FIDE’nin bu ücreti topladığı gerekçesiyle duyurulan talimat, aslında camiaya, “FIDE para topluyor biz de topluyoruz mecburen” şeklinde sunulmaktadır.

Oysa FIDE standart zaman kontrolüne tabii turnuvalarda 1 € isterken, bizim uyanık arkadaşlarımız bunun üzerine %70 bir meblağ koyup rakamı 5TL’ye çıkartmaktadırlar.

Bu da yetmezmiş gibi, FIDE’nin para toplamadığı ve gelişmekte olan hızlı satranç ve yıldırım ELO hesaplamalarında da aynı parayı hiç utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan alabilmektedirler.

Sadece günü kurtaran, bunu yaparken, 12 yıllık bir yönetimin ürettiği bütün temelleri, mermer ocağından taş çıkartırken gösterilen hassasiyeti bile göstermeden, moloz niyetine nemaya çevirmeye çalışan bu anlayışın, federasyonumuza, sporumuza verdiği tahribatı düzeltmek için 12 yıl yetmeyebilir. Sakın sevinmesin Gülkız Hanım, kendisini oradan dönmemek üzere yollamanın süresi aylar mertebesinde olacak. Söylemek istediğim, ardından bu yılgınlığı düzeltmenin zaman alacağı.

Düşünebiliyor musunuz: “16 yaş Altı Dünya Satranç Olimpiyatlarında takım olarak alınan çok kötü sonucun nedenlerini sorgulamak yerine, bireysel olarak Vahap Şanal’ın aldığı başarıyı bayrak yapan” bu anlayışın, aynı sporcumuzun bugün 2650’lik bir sporcu olmamasının en büyük nedeni olduğunu?

Oturur yazar, çizer kanıtlarım. 

Gülkız Hanımı iyi tanıyorum artık: “yaşasın şimdi o sporcular ve antrenör, artık Ali Nihat beyi desteklemez, benim tarafıma geçer” gibi popülist ve politik düşünseniz de siz, o sporcular, onları kulüpleri “sizinki dahil”, kıymetli velileri, camia, ben biz ve herkes gerçekleri görebiliyor.

Eğer o takımda 2 IM’nin yanında oynayan mükemmel yetenekli çocuklarımız 2300 ELO’ya sahip  FM veya WFM değilseler, o muhteşem yetenekler bu şampiyonada iyi sonuç alamadıysa, bunun tek nedeni siz ve sizin, “ELO ücreti toplamak” gibi inanılmaz gaflarınız Gülkız Hanım.

Bakın yanlış uygulama demiyorum, "gaf" diyorum gaf!

Gördünüz mü son iki yılda madalyaya güreşen 16 yaş altı takımımız ilk ona giremedi. Bunu bir sonraki yazılarımdan birinde rakamlarla yazacağım. Sonrasını da, benden bir şey kaçmaz.

İşte bu ve benzeri, sırf para kazanmak üzerine yapılan ki aslında başka yerlerde hor bir şekilde o paraların harcandığı anlayışa sahip olan bu uygulamalar sonucunda, yokuş aşağı, freni patlamış bir otobüs gibi gidiyoruz.

ELO çok önemli bir gösterge bir federasyonun gelişimini göstermek için.

Bunu teşvik edeceğine, bundan ücret toplayan anlayışsa sakil ve kör bilgisiz bir anlayış.

2012 İstanbul Satranç Olimpiyatlarında 6 milli takımımız için konaklama ödememize rağmen harcamadığımız parayı, Tromsö’de hoyratça harcayan bu anlayışın ardından, yarın "unvan ücretlerini zamlı olarak unvana ulaşan sporculardan toplamak", "hakemlerimizden uluslararası unvan ücretlerini almadan başvurularını FIDE’ye yapmamak" gibi uygulamalar da gelecek malesef.

Ben görüyorum! Çok net görüyorum burnumun dibinde oluyor her şey!

Bizim zamanımızda ELO turnuvalarına tam tersine destek veriliyordu. Turnuva başına 500 TL destek veriyorduk. Kuşkusuz federasyon bu uygulamasına asılsız gerekçeler bulacaktır. Bakın ben sordum, aldığım yanıtı sizle paylaşıyorum.

Önce sorduğum soruyu sizlerle paylaşıyorum:

Federasyonun 1 Ekim 2014 tarihinden itibaren gerçekleştirilecek olan ELO turnuvalarından 5TL ücret alacağı öğrenilmiştir.
 Bu ücretin yalnız standart satranç turnuvaları için değil, aynı zamanda Yıldırım ve  Hızlı satranç turnuvaları için de toplandığı anlaşılmaktadır.
 1.      Federasyon bu 5 TL ücreti neden toplamaktadır?
2.      Federasyon bu ücreti hangi ad altında toplamaktadır?
3.      Eğer ödeniyorsa, bu toplanan ücretin hangi zaman kontrolleri için (Standart, yıldırım, hızlı) ne kadarı FIDE’ye ödenmektedir?
4.      Eğer FIDE Turnuvaların ELO hesaplamaları için ücret alıyorsa, Federasyonca, 2012, 2013, 2014 yıllarında FIDE’ye ELO hesaplamaları için ne kadar ücret ödenmiştir.
 Bu konuda talep edilen bilgilerin, elektronik ortamda tarafıma iletilmesini, Bilgi Edinme Kanunu hükümlerince talep ediyorum.
 Ali Nihat YAZICI

İlk kez 14 Ekimde yönelttim soruyu TSF’ye. Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde sorduğum soru ve 30 Ekim 2014’te aldığım yanıtı ibretle sizle paylaşıyorum. Genel Sekreteri tenzih ederim, kuşkusuz Gülkız Hanım ve yönetimdeki hukuk mezunu arkadaşlarımız kendisine talimat vermedikçe bu yanıtı yazmazdı.

Sayın Ali Nihat YAZICI, 4982 numaralı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 2. Maddesi hükmüne göre: “Bu Kanun, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinde uygulanır” Bu hüküm uyarınca, Türkiye Satranç Federasyonu, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında bir kurum veya kuruluş değildir. Bilgilerinize sunarız. Onur ÇUBUKÇUGenel Sekreter

Yanıtta, TSF’nin Bilgi Edinme Kanununa tabii olmadığı belirtiliyor. 

İnanılır gibi değil, “bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp!”

Yani ben inanmıyorum o kadar kıymetli hukukçuların yönetiminde olduğu, genel sekreterin hukuk mezunu olduğu bir federasyonda, bu kıymetli hukuk insanları kalkıp da “Sayın Başkan soruya yanıt vermeyin, biz 4982 sayılı Kanuna tabii değiliz yanıtını verin” desin.

Demişler midir? Yok, daha neler…

Neyse onlar hukuk biliyor mu, bilmiyor mu sorgulamak benim haddim değil, benim bildiğim bana yeter. Bilsem de tekrar teyit etmek için sorduğum, soracağım, danışacağım çok çok iyi uzmanlar da var ayrıca.

Merak edenlere kısaca açıklayayım: Bağımsız spor federasyonları kamu tüzel kuruluşu statüsünde ancak özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren kuruluşlardır. O yüzden örneğin, emekli devlet memuru istihdam edemezler, çalıştırdıkları devlet memurları için özel hukuk hükümlerini uygulayamazlar, mallarına haciz konamaz, vesaire…

Şimdi bunu yönetimdeki hukukçu arkadaşlarımız bilmiyor mu? İnanalım mı bilmediklerine? Farkındaysanız ısrarla bilmediklerinin çok iyi bir sonuç olacağını vurgulamaya çalışıyorum. Çünkü eğer biliyorlarsa ve yukarıdaki yanıtı ben federasyondan alıyorsam o zaman bunun adı kötü niyet olur.

Ben kesinlikle bildiklerine inanıyorum. Bilmeyenler öğrensin, bakın muhalefette bile size öğretiyorum Gülkız Hanım, siz bir teşekkür bile etmiyorsunuz, sizi ibra etmeme rağmen. Size yakıştı!

Dönelim konumuza, Federasyondan gelen hukuk dışı ve bilgisizlik misali yanıta karşılık, Spor Genel Müdürlüğü Bilgi Edinme Müdürlüğü’ne dilekçe vererek tekrar aynı konuyu sordum. Bu kez SGM kulağını çekti federasyonun ve 7 Kasım 2014’te yanıt geldi.

Bu yanıta bir sonraki yazımızda bakalım…

Biraz merak etmenizi istiyorum yanıtı.

Görüşmek üzere…