14 Şubat 2015 günü saat 10:30’da size alt yapı ve elit sporcularımıza ilişkin görüşlerimi içeren yazıyla seslenecektim, ancak hem yazının hukuki incelemesi hem de gündemde çok daha hızlı gelişen olaylar nedeniyle sıralamada değişiklik yapıyorum.
Federasyon kelimesi var olalı...
Bugün, TSF sitesinde okuduğum bir haberi eleştirmek istiyorum. Bilmiyorum acaba ben mi gereğinden çok ve ince eleyip sık dokuyorum, yoksa Gülkız Tulay hiç mi zaman ayırmıyor bu konuları incelemeye? Acaba çevirmenleri “yönetimin onaylayan kısmı içinde terfi etmek” yerine biraz da camianın sıkıntılarını düşünse iyi olmaz mı?
Yönetime yakın bir dostum bana, “herkes kendi koltuğunu düşünüyor, sen de yel değirmenleriyle mücadele eden Don Kişot gibisin, bunlar felaket ve dünyadan haberleri yok” dedi. Ben de ona “ben değirmen de değilim, Don Kişot da değilim. Bana görev biçeceksen Cervantes ya da rüzgar diyebilirsin” diye yanıt verdim. Güldük geçtik, ama durum gülünmeyecek kadar ciddi aslında.
Buradan da ilan ediyorum, hadi hep birlikte görelim bakalım hodri meydan, ne olacak önümüzdeki süreçte?
Gelelim bugünkü konumuza…
TSF web sitesinde bir haber yayınlandı, önce ekran çıktısını burada sizle paylaşmak isterim. Sonra da haber metnini paylaşayım sizle.
Haberin linki
Soru: Kaç kişi var bu listede?
Yanıt: Siz zahmet etmeyin, ben saydım, size yardımcı olayım. 87 birbirinden kıymetli arkadaşımız var listede.
Kimmiş onlar bir bakalım: 1 FIDE Senior Trainer (bizim için 5.kademe), 33 FIDE Trainer (bizim için 4.kademe), 39 FIDE Instructor (bizim için 3.kademe), 9 National Instructor (bizim için 2.kademe), 5 Development Instructor (bizim için 1.kademe).
Soru: ne diyor bu haber?
Yanıt: FIDE belgeli antrenörlük sertifikalarının süreleri vardır. Ne zaman alındığına bağlı olarak en fazla 3 yıl olarak geçerlidirler. Her yıl başında süresi bitenlerin vize edilmesi gerekir. Aksi takdirde sertifika sahibi isimler FIDE sitesinde pasif duruma düşerler.
Tabii federasyonumuzda bu haberi oraya koyan arkadaşlarımız tüm satranç camiasının başta başkan olmak üzere mükemmel İngilizce konuştuğunu, okuduğunu ve anladığını bildiği ve düşündüğü için güzel Türkçemize çevirmemişler haberi.
Ben size özetleyeyim; federasyon son ödeme tarihini her nedense belirtmemek gibi bir tercih kullanmış, ama söz konusu vize ücretleri, 28 Şubat’a kadar FIDE hesabına gitmeli. Ayrıca herkes bir fotoğraf ve ödeme dekontuyla birlikte bir e-postayı FIDE’nin e-posta adresine gönderecek. Bu ücretleri ödeyenler için kimlikler çıkartılacak ve federasyonlara geri gönderilecek. Kimliklerini kaybedenler, 15 Avro yenileme ücretiyle tekrar çıkartabilecek. Bu süreci takip etmezlerse, listede ismi bulunan arkadaşlarımız pasif duruma düşecek.
Soru: Nasıl yollanacak?
Yanıt: FIDE’nin hesapları verilmiş ve listede herkesin ne kadar ödemesi gerektiği yazıyor. Şimdi ayıp burada başlıyor. Ben ne diyeceğimi bilemiyorum: “bu nasıl bir federasyon?”, “bu ne kadar kötü bir yönetimdir” demekten öte bir şey gelmiyor elimden.
Yani listede 45 Avro ödemesi gereken arkadaşlarımız var. Şimdi bu 45 Avro’yu yollamak için 35 Avro transfer ücreti ödeyecekler. Herkesi uyarayım, genelde karşı banka da 35 Avro keser. FIDE'nin verdiği mesaj çok açık; bedel kuruşu kuruşuna tam olarak bize gelmeli demiş. Yani 45 Avro için bir antrenörümüzden çıkması gereken ücret aslında 115 Avro. Adam başı 70 Avro diye hesaplarsanız, bu listedeki herkes bu bedeli öderse toplam havale parası 6.000 Avronun üstünde.
Arkadaş biz sizi niye seçtik? Hiç mi düşünemiyorsunuz bu kadar basit bir şeyi?
Soru: Ne yapılmalıydı?
Yanıt: Ne yapılmalıydı merak mı ediyorsunuz? Belki Gülkız Hanım ve yönetimi de öğrenmek ister.
Buyurun yanıtı TSF web sitesinde var zaten. Aslında Gülkız Tulay daha önce ne yapılmış baksın ve yapılanın aynısını yapsın %70 verim artar o federasyonda.
http://tsf.org.tr/guncel-haberler/3445-fide-antrenorluk-komisyonundan-onemli-duyuru
Onun da ekran çıktısını aldım buraya koyuyorum.
Farkı görüyor musunuz? Yurtiçi havale ücreti bile düşünülmüş antrenörlerimiz için.
Şimdi ben soruyorum:
Biz niye federe olduk ki?
Ne demek federasyon?
Gülkız Hanım ve çevirmenleri açsınlar wikipedia, sözlükler ve diğer kaynaklardan okusunlar.
Defalarca söyledim ekibimdeyken anlamamışlar. Bir daha anlatıyorum, öğrensinler.
Bir spor federasyonunun temel görevlerinden birisi de sertifikalandırma ve belgelendirmedir. Her kulüp kendi kendine "bu benim antrenörüm, seni antrenör yaptım", "bu benim hakemim veya seni hakem yaptım" dememelidir. Bu tür çok önemli unvanlar, tanımlar, koşulları ve buna ilişkin süreçler; tarafsız ve ortak bir alt yapı ile daha ucuza, daha etkin ve daha adil yapılsın diye, kulüpler bir araya gelir federe olurlar. Öncelikli nedeni yarışmaların hakkaniyet kuralları içinde o sporun evrensel kurallarına uygun olması için hakemlik kurumunun atanması, yetiştirilmesi, sertifikalandırılması, denetlenmesi ve görevlendirmesi; yani tarafsız olarak tesisidir. Ardından, lisans ve belgelendirme gelir sporcu ve antrenör için.
Eğer benim FIDE ve ECU ile olan bağımı siz kurmayacaksanız niye varsınız ki?
Bak sen düşünmemişsin ama FIDE düşünmüş, kimlikleri federasyona yolluyor, tek tek sahiplerine yollamıyor.
Sorun federasyonda değil, başında olan yanlış kişilerde, orada olmalarından sorumlu olduğum için hatam var, ama camiamız artık uyansın.
Resmen bu listede isimleri sayılan kıymetli insanlara söylenen şuna benziyor:
"Haber orada, FIDE'nin hesabı orada, ödeyeceğiniz parayı da yazdık, ne haliniz varsa görün, bizi rahatsız etmeyin"
Eee ne olacak bizim ve devletin verdiği paralara? Neden o federasyonda profesyoneller var?
Yeter artık, biraz gayret, biraz düşünme istiyoruz arkadaş! Yani, pes doğrusu…
Alt yapı ile ilgili yazımı hazırlamaya devam ediyorum, sıkı bir yazı olacak ...
Hoşçakalın
Federasyon kelimesi var olalı...
Bugün, TSF sitesinde okuduğum bir haberi eleştirmek istiyorum. Bilmiyorum acaba ben mi gereğinden çok ve ince eleyip sık dokuyorum, yoksa Gülkız Tulay hiç mi zaman ayırmıyor bu konuları incelemeye? Acaba çevirmenleri “yönetimin onaylayan kısmı içinde terfi etmek” yerine biraz da camianın sıkıntılarını düşünse iyi olmaz mı?
Yönetime yakın bir dostum bana, “herkes kendi koltuğunu düşünüyor, sen de yel değirmenleriyle mücadele eden Don Kişot gibisin, bunlar felaket ve dünyadan haberleri yok” dedi. Ben de ona “ben değirmen de değilim, Don Kişot da değilim. Bana görev biçeceksen Cervantes ya da rüzgar diyebilirsin” diye yanıt verdim. Güldük geçtik, ama durum gülünmeyecek kadar ciddi aslında.
Buradan da ilan ediyorum, hadi hep birlikte görelim bakalım hodri meydan, ne olacak önümüzdeki süreçte?
Gelelim bugünkü konumuza…
TSF web sitesinde bir haber yayınlandı, önce ekran çıktısını burada sizle paylaşmak isterim. Sonra da haber metnini paylaşayım sizle.
Haberin linki
FIDE Belgeli Antrenörlerimizin DikkatineÇarşamba, 11 Şubat 2015 16:07FIDE Belgeli Antrenörlerimizin aşağıda belirtilen FIDE hesabına vize ücretlerini ödemeleri gerekmektedir, ödeme yapmayan antrenörlerin belgeleri FIDE tarafından askıya alınacaktır. (Listede yer almayan antrenörlerimizin vizesi devam etmektedir.)
İngilizce metni kopyalamadım çünkü FIDE sitesinde var özgün hali...Şimdi birlikte soru - yanıt ile durumu irdeleyelim.
Soru: Kaç kişi var bu listede?
Yanıt: Siz zahmet etmeyin, ben saydım, size yardımcı olayım. 87 birbirinden kıymetli arkadaşımız var listede.
Kimmiş onlar bir bakalım: 1 FIDE Senior Trainer (bizim için 5.kademe), 33 FIDE Trainer (bizim için 4.kademe), 39 FIDE Instructor (bizim için 3.kademe), 9 National Instructor (bizim için 2.kademe), 5 Development Instructor (bizim için 1.kademe).
Soru: ne diyor bu haber?
Yanıt: FIDE belgeli antrenörlük sertifikalarının süreleri vardır. Ne zaman alındığına bağlı olarak en fazla 3 yıl olarak geçerlidirler. Her yıl başında süresi bitenlerin vize edilmesi gerekir. Aksi takdirde sertifika sahibi isimler FIDE sitesinde pasif duruma düşerler.
Tabii federasyonumuzda bu haberi oraya koyan arkadaşlarımız tüm satranç camiasının başta başkan olmak üzere mükemmel İngilizce konuştuğunu, okuduğunu ve anladığını bildiği ve düşündüğü için güzel Türkçemize çevirmemişler haberi.
Ben size özetleyeyim; federasyon son ödeme tarihini her nedense belirtmemek gibi bir tercih kullanmış, ama söz konusu vize ücretleri, 28 Şubat’a kadar FIDE hesabına gitmeli. Ayrıca herkes bir fotoğraf ve ödeme dekontuyla birlikte bir e-postayı FIDE’nin e-posta adresine gönderecek. Bu ücretleri ödeyenler için kimlikler çıkartılacak ve federasyonlara geri gönderilecek. Kimliklerini kaybedenler, 15 Avro yenileme ücretiyle tekrar çıkartabilecek. Bu süreci takip etmezlerse, listede ismi bulunan arkadaşlarımız pasif duruma düşecek.
Soru: Nasıl yollanacak?
Yanıt: FIDE’nin hesapları verilmiş ve listede herkesin ne kadar ödemesi gerektiği yazıyor. Şimdi ayıp burada başlıyor. Ben ne diyeceğimi bilemiyorum: “bu nasıl bir federasyon?”, “bu ne kadar kötü bir yönetimdir” demekten öte bir şey gelmiyor elimden.
Yani listede 45 Avro ödemesi gereken arkadaşlarımız var. Şimdi bu 45 Avro’yu yollamak için 35 Avro transfer ücreti ödeyecekler. Herkesi uyarayım, genelde karşı banka da 35 Avro keser. FIDE'nin verdiği mesaj çok açık; bedel kuruşu kuruşuna tam olarak bize gelmeli demiş. Yani 45 Avro için bir antrenörümüzden çıkması gereken ücret aslında 115 Avro. Adam başı 70 Avro diye hesaplarsanız, bu listedeki herkes bu bedeli öderse toplam havale parası 6.000 Avronun üstünde.
Arkadaş biz sizi niye seçtik? Hiç mi düşünemiyorsunuz bu kadar basit bir şeyi?
Soru: Ne yapılmalıydı?
Yanıt: Ne yapılmalıydı merak mı ediyorsunuz? Belki Gülkız Hanım ve yönetimi de öğrenmek ister.
Buyurun yanıtı TSF web sitesinde var zaten. Aslında Gülkız Tulay daha önce ne yapılmış baksın ve yapılanın aynısını yapsın %70 verim artar o federasyonda.
http://tsf.org.tr/guncel-haberler/3445-fide-antrenorluk-komisyonundan-onemli-duyuru
Onun da ekran çıktısını aldım buraya koyuyorum.
Farkı görüyor musunuz? Yurtiçi havale ücreti bile düşünülmüş antrenörlerimiz için.
Şimdi ben soruyorum:
Biz niye federe olduk ki?
Ne demek federasyon?
Gülkız Hanım ve çevirmenleri açsınlar wikipedia, sözlükler ve diğer kaynaklardan okusunlar.
Defalarca söyledim ekibimdeyken anlamamışlar. Bir daha anlatıyorum, öğrensinler.
Bir spor federasyonunun temel görevlerinden birisi de sertifikalandırma ve belgelendirmedir. Her kulüp kendi kendine "bu benim antrenörüm, seni antrenör yaptım", "bu benim hakemim veya seni hakem yaptım" dememelidir. Bu tür çok önemli unvanlar, tanımlar, koşulları ve buna ilişkin süreçler; tarafsız ve ortak bir alt yapı ile daha ucuza, daha etkin ve daha adil yapılsın diye, kulüpler bir araya gelir federe olurlar. Öncelikli nedeni yarışmaların hakkaniyet kuralları içinde o sporun evrensel kurallarına uygun olması için hakemlik kurumunun atanması, yetiştirilmesi, sertifikalandırılması, denetlenmesi ve görevlendirmesi; yani tarafsız olarak tesisidir. Ardından, lisans ve belgelendirme gelir sporcu ve antrenör için.
Eğer benim FIDE ve ECU ile olan bağımı siz kurmayacaksanız niye varsınız ki?
Bak sen düşünmemişsin ama FIDE düşünmüş, kimlikleri federasyona yolluyor, tek tek sahiplerine yollamıyor.
Sorun federasyonda değil, başında olan yanlış kişilerde, orada olmalarından sorumlu olduğum için hatam var, ama camiamız artık uyansın.
Resmen bu listede isimleri sayılan kıymetli insanlara söylenen şuna benziyor:
"Haber orada, FIDE'nin hesabı orada, ödeyeceğiniz parayı da yazdık, ne haliniz varsa görün, bizi rahatsız etmeyin"
Eee ne olacak bizim ve devletin verdiği paralara? Neden o federasyonda profesyoneller var?
Yeter artık, biraz gayret, biraz düşünme istiyoruz arkadaş! Yani, pes doğrusu…
Hoşçakalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder