Bir önceki yazımda, bu korkutucu ama
şu anda uygulamada örneklerini acıyla izlediğimiz başlığın altında, sporda
başarının formülünü vermiştim.
Dünya Çapında Sporcu = Elit Sporcu +
Elit Antrenör + Elit Kariyer olmalı demiştim.
Elit satranç sporcusunun bulunmasında
bir sorun olmadığını, TSF’nin son aldığı yanlış kararlara rağmen, ülkemizde çok
yetenekli, çok özel satranç sporcusunun başarıyla bulunabildiğini, nedenleriyle
açıklamıştım.
Elit Antrenör
Elit sporcuyu buluyoruz da, yeter
mi?
Kuşkusuz yetmez. Elit sporcu, elit
antrenör ile buluşabilmelidir. Bu olmazsa olmaz şarttır. Kuşkusuz bundan önce
müfredat, çalışma programı gibi çok önemli akademik unsurlar tamamlanmış
olmalıdır. Ancak, elit antrenör olmazsa formülümüz istenen sonucu vermez!
Elit antrenör kimdir?
Elit antrenör, illa da o sporda daha önce
zirveye ulaşmış bir kişi olmak zorunda değildir. Kuşkusuz, sporda başarılı
geçmişi olması, antrenöre güveni artırır. Ama "elit" sözcüğüyle, o
sporda çok yetenekli bir sporcuya; o sporcunun bilmesi gereken ve dağarcığında eksik olan her şeyi bir program ve plan
içerisinde verebilme bilgisine, deneyimine ve ayrıcalığına sahip olmak kastedilmektedir.
Bu mükemmel bir formasyon eğitimiyle,
mükemmel bir müfredat ile, olgunlaşma gerektiren bir kariyer sonucunda elde
edilebilir. Özel yeteneği olmasa da, elit antrenör yetiştirilebilir.
Ancak, dünyanın en iyi satranç
antrenörünün elinde A’dan Z’ye mükemmel bir müfredat olmak zorundadır. Yani,
iyi bir metodoloji olmadan antrenörün “elit” olması mümkün değildir.
Biz mükemmel bir metodoloji kurduk, bilmeyenler için tekrarlamak istiyorum.
Kurduğumuz sistem şu kademelerden oluşuyordu:
A. Elit sporcu, "Okulda Satranç" projemizle bulunur
Bu halen de yürüyor,
B. İlinde var olan bir satranç kulübünde eğitime başlar.
Bunu da başarıyla işleme koymuştuk.
C. Bu kulüplerde TSF'nin müfredatı uygulanır.
Böylece, elit sporcu temel eğitimi o ilde alır.
Bu üstün yetenekli sporcularımız ya da sporcu adayları mutlaka şu kitapları okumalıdır:
1. "Satrancın Esasları", J.R.Capablanca - İnkilap Kitabevi,
2. "Satrançta Büyük Ustalar Modern Görüşler", Richard Reti - Broy Yayınevi,
3. "Benim Sistemim", Aron Mimzowitsch - ODTÜ Kültür Yayınları,
4."Zürih 1953", David Bronstein, Satranç Federasyonu
Biz mükemmel bir metodoloji kurduk, bilmeyenler için tekrarlamak istiyorum.
Kurduğumuz sistem şu kademelerden oluşuyordu:
A. Elit sporcu, "Okulda Satranç" projemizle bulunur
Bu halen de yürüyor,
B. İlinde var olan bir satranç kulübünde eğitime başlar.
Bunu da başarıyla işleme koymuştuk.
C. Bu kulüplerde TSF'nin müfredatı uygulanır.
Böylece, elit sporcu temel eğitimi o ilde alır.
Bu üstün yetenekli sporcularımız ya da sporcu adayları mutlaka şu kitapları okumalıdır:
1. "Satrancın Esasları", J.R.Capablanca - İnkilap Kitabevi,
2. "Satrançta Büyük Ustalar Modern Görüşler", Richard Reti - Broy Yayınevi,
3. "Benim Sistemim", Aron Mimzowitsch - ODTÜ Kültür Yayınları,
4."Zürih 1953", David Bronstein, Satranç Federasyonu
Bu kitaplar dışında, İş Bankası Kültür Yayınları ve Analiz Yayıncılık tarafından basılan kitaplar, TSF'nin benim zamanımda çevirttiği, özgün olarak siparişle yazdırdığı tüm kitaplar mutlaka büyük katkı sağlayacaktır, antrenörlerin sporcu ile çalışmasına.
Ama ben şimdi tüm velilerimize soruyorum.
Oğlunuz ya da kızınız aşağıdaki konumda beyazla nasıl kazanacağını biliyor mu?
Satrancın esaslarını okutun öğrenir.
Beyaz oynar ve kazanır.
Tabi ki, elit sporcu, eğer çok küçük yaştaysa, tıpkı ilköğretimde olduğu gibi onun bu müfredatı izlemesini sağlayacak antrenörü olmalıdır.
Bana soranlara yanıt olsun, köşelerinde kin kusan yazılar yazan psikopatlar da duysun ki, o 65.000 antrenörün büyük kısmı en temel düzeyde bu eğitimi verecek formasyona ulaştırılmıştır.
D. O elit sporcularımız, Türkiye Küçükler Şampiyonasında kendilerini gösterdikten sonra milli takım havuzuna alınır. Yıl içerisinde düzenli olarak bu sporculara illerinde eğitim verilir.
Bizim kurduğumuz sistem peyderpey bu düzeye erişmişti.
Türkiye’nin Günümüzde Elit Antrenör Konumu
Var mı ülkemizde elit antrenörler? Ben
çok sayıda olduğunu düşünüyorum. Benim kuşağımdan olan Can Yurtseven, Hakan
Erdoğan, Hasan Kılıçaslan, Enis Bilyap, Teoman Ulucan, Yakup Bayram, Sabri Koçak, Hulusi Cihangir, Rupen Asaturoğlu, Selim Gürcan, Bülent Güner, Suat Soylu, Zeki Arı gibi alt
yapı antrenörlerimizin yanında bir sonraki kuşakta yer alan kardeşlerimiz; Alper
Efe Ataman, Burak Miyak, Onur Kınsız, Ata Seçer, Yasin Emrah Yağız, Serkan Koç, Aydın Duman, Ozan Çapan gibi antrenörlerimizin
olduğunu da belirteyim. Yeni kuşak diyebileceğimiz unvanlı büyük ustalarımızı
(Kıvanç Haznedaroğlu, Barış Esen, Dragan Solak), deneyimli ustalarımızı Mert Eroğdu, Umut Atakişi de
saydığımızda çok sayıda genç antrenörümüzün, satranç eğitiminde geleceğe yönelik
büyük bir şans olduğuna inanıyorum.
Bu arkadaşlarımızın her biri dünya
çapında bir sporcuyu yetiştirebilir. Eksiklikleri de vardır kuşkusuz, ama üst
düzey eğitim direktörlerimiz olan Adrian ve Mişa hocalarımız da eklendiğinde, bu
eksikliklerin çok önemi kalmayacaktır.
İşte TSF yönetiminin yaktığı yıktığı
en önemli müessese budur.
Nasıl olduğunu anlatacağım çok ayrıntısıyla.
Ama özetlemek gerekirse, bu insanlara (Barış Esen ve Dragan Solak hariç onlar için henüz çok erken) daha çok kaynak ayırıp daha çok bütçe verip, elit sporcular bu hocalar arasında paylaştırılabilirlerdi.
Ülkemiz Rusya gibi 100 yıllık efsane bir geçmişe sahip satranç ülkesi olamadı henüz. Benim dönemimde bu yönde ilerliyorduk, ama halefim yaktı, yıktı yok etti her şeyi. Hala geri dönülebilir mi bilemiyorum, bu kafayla hiç sanmıyorum aslında.
Ne yapmıştık biz?
Biz özerkliğin ardından ilk uygulama
olarak Ankara'da 2005 yılında AYGEG'i kuruyor ve formasyon eğitimlerine
başlıyorduk. Ne de olsa ülkemizde yeteri kadar deneyimli antrenör yoktu.
Aslında buna paralel olarak geliştirdiğimiz dikey gelişim için kullanılan
müfredat, yani Türk Satranç Okulu da aynı tarihlerde ihdas ediliyordu. Bunun
bir bölümü 5 Adım Yönteminin dilimize çevrilmesiyle, bir bölümü de 25 başlıkta
satrancın temel konularının tek tek kitaplaştırılmasıyla oluyordu.
Müfredat ve kaynak konusunda o günden bu güne ne yaptı bu federasyon el sıkmaktan başka?
Devam edelim...
Diğer yandan elit antrenörler için ilk adımlar atılıyordu. Vizyon açık ve netti. Satranç kariyerlerinde doyuma ulaşmış veya bir başka deyişle unvan ve ELO hedeflerinde belirli bir olgunluğu yakalamış orta yaşlı (30 ve üzeri) deneyimli sporcularımızın, çocuklarımıza kendi dillerinde eğitim vererek zirveye ulaştırması için gerekli formasyona kavuşturulmasıydı.
Diğer yandan elit antrenörler için ilk adımlar atılıyordu. Vizyon açık ve netti. Satranç kariyerlerinde doyuma ulaşmış veya bir başka deyişle unvan ve ELO hedeflerinde belirli bir olgunluğu yakalamış orta yaşlı (30 ve üzeri) deneyimli sporcularımızın, çocuklarımıza kendi dillerinde eğitim vererek zirveye ulaştırması için gerekli formasyona kavuşturulmasıydı.
Lütfen bugün var olan 13 büyük
ustamızı (9 GM, 2 WGM ve 2 ELO bekleyen GM) düşünerek karşılaştırmayın. O tarihlerde, on yıl önce, bir sporcumuz
uluslararası usta olduğunda ortalık ayağa kalkıyordu.
Kısa süre içerisinde, yaptığımız bu
uygulamanın sonuçlarını almaya başladık ve ülkemizde çok yetenekli antrenörler
yetişti. Bazılarının isimlerini saydım yukarıda.
Her ilde bir büyük usta olmasına gerek var
mı? Bence olsa fena olmaz, ama olmasa da olur. Lise öğretmeni profesör değil ki... İlkokul öğretmeni Einstein değil ki...
Büyük usta Antrenör ya da deneyimli
uluslararası usta antrenör, aslında üniversitedeki öğretim görevlisi gibidir.
Bize çok çok iyi temel eğitim verebilecek, yani bir anlamda ilk öğretim, orta
öğretim ve lise eğitimini satranç için ihdas edecek, elit sporcuyu, üst düzeyde
eğitime hazırlayacak antrenör gerekiyordu. Bunlar da vardı. Tek yapılması gereken çocukları illerinde bu eğiticilerin gözetiminde sürekli eğitime tabi tutmak, yıl içerisinde Elit Antrenörlerle sık sık buluşmalarını sağlamak, en az yılda bir iki kez de Mişa ve Adrian'ın karşısına çıkarmaktı.
Başarı garantiydi. Öyle de oldu zaten. Biz başardık. Ama Gülkız Tulay başarısız oldu. Vahap, Batuhan ve CC'den sonra kimsenin çıkmaması, Aydınçelebi, Tarlabaşı, Okuyaz, Irmak, Hereklioğlu, Üzümcü ve ismini saymadığım bir çok evladımızın hala unvan alamamasının da sebebi bu başarısızlıktır. Bir tek yıldız yetişmedi o üçlüden sonra... Umarım yanılırım, en çok ben sevinirim buna. Ama görünen köy kılavuz istemez.
Başarı garantiydi. Öyle de oldu zaten. Biz başardık. Ama Gülkız Tulay başarısız oldu. Vahap, Batuhan ve CC'den sonra kimsenin çıkmaması, Aydınçelebi, Tarlabaşı, Okuyaz, Irmak, Hereklioğlu, Üzümcü ve ismini saymadığım bir çok evladımızın hala unvan alamamasının da sebebi bu başarısızlıktır. Bir tek yıldız yetişmedi o üçlüden sonra... Umarım yanılırım, en çok ben sevinirim buna. Ama görünen köy kılavuz istemez.
Aslında yok mu hoca? Çok sayıda var. Her düzeye hitap edecek antrenörleri yetiştirdik biz. Ülkemizde her yaşta sporcu için deneyim kazanmış farklı antrenörler olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor. Çorlu'da Birol Aşan'ın ana okulu düzeyinde uzman olması gibi mesela. Birol Hocam buluyor sporcuyu, mesela Esma Doğa Duran.
TSF ne yapıyor?
Biz çok iyi bir programı başlattık, başarılı sonuçlar da aldık...
Bizden sonra ne oldu?
Gülkız Tulay bu antrenörlerin büyük kısmını bir
şekilde üç beş kuruş tasarruf edeceğim diye uzaklaştırdı ya da uzaklaştırmak için plan yapıyor.
Biz 5-10 ihdas edebiliyorduk, boynuz
kulağı geçer ve bu sayılar 30-40 olur diye düşünüyorduk. Buna ulaştırdık
Türkiye’yi ama Gülkız Tulay yönetimi, bu sistemi bitirdi.
Kimsenin yüreği ve bileğinin
yetemeyeceği bir kaç emekçi dışında, antrenörlerimiz tarumar edildi. AYGEG içerisinde ders veren yabancı ve yerli ustaların, özel ders vermek zorunda kalması, kampların internet ortamlarına taşınması, adı var kendisi sanal bu yönetimin, koltuk derdiyle "cici çocuk" olma çabaları mahvetti alt yapıyı, yok etti.
Sonuç ortada. Bugün tam bir felaket
yaşıyoruz elit antrenör konusunda.
Bu yazımı bitirmeden önce ne yapılması
gerektiğini söyleyeceğim tabii ki.
Gerçekten Türk Satrancı için bir şey yapmak istiyor musunuz Gülkız Hanım?
Artık Türk Satrancında her ilde bir elit antrenör ihdas etmenin zamanı gelmiştir. Elit sporcunun ayağına gitmelidir federasyon. Elimizden geldiği kadar başlattığımız bu uygulamanın, geliştirileceği yerde yok edilmesi büyük kayıptır. Tabi bunu yapmak için o antrenörlere tatmin edici maaşlar ödenmelidir.
Örneğin ayda 5.000-6.000 TL gibi maaşlar. belki daha da çok. bu on elit antrenörün on ilde istihdamı için yaklaşık olarak yılda 1.200.000TL eder. Çok mu o mükemmel çocuklara, mükemmel eğitim verecek bu elit insanlar için bu bütçe? Kaç tane var ki ülkemizde bu işi yapabilecek kişi? Hakları değil mi?
Kaç kişi saydık dostlar?
25 kişi. Ben onlardan on kişiyi bile ikna edemezsiniz diyorum. Sıtkı sıyrılmış insanların sizden? Neden peki?
Bu elit antrenörlerin önlerine uzun soluklu sözleşmeler konmalıdır. Sizce, Ankara'da çoktan açılması gereken satranç akademisini görmezden gelen yönetim, bunları umursuyor mu?
Çocuklarıyla onlar gitmelidir yurtdışında turnuvalara, Başkanvekilleriniz değil!!
O insanlara saygı duyun, "hödlemeyin" gördüğünüzde. Ben her şeyi duyuyorum!
Hadi beni mahcup edin Gülkız Hanım. Bu yazı dizisinde son derece olumlu öneriler getiriyorum. Çevirmenleriniz anlamaz bu önerileri, okuyun siz uygulayın. Söz veriyorum takdir edeceğim sizi o zaman.
Gerçekten neden açılmadı o satranç akademisi Ankara'da?
Hakkımda dedikodu üreten ve bunu gerekçe gösterenlere zamanı gelince en ağır yanıtı vereceğim.
Gerçekten Türk Satrancı için bir şey yapmak istiyor musunuz Gülkız Hanım?
Artık Türk Satrancında her ilde bir elit antrenör ihdas etmenin zamanı gelmiştir. Elit sporcunun ayağına gitmelidir federasyon. Elimizden geldiği kadar başlattığımız bu uygulamanın, geliştirileceği yerde yok edilmesi büyük kayıptır. Tabi bunu yapmak için o antrenörlere tatmin edici maaşlar ödenmelidir.
Örneğin ayda 5.000-6.000 TL gibi maaşlar. belki daha da çok. bu on elit antrenörün on ilde istihdamı için yaklaşık olarak yılda 1.200.000TL eder. Çok mu o mükemmel çocuklara, mükemmel eğitim verecek bu elit insanlar için bu bütçe? Kaç tane var ki ülkemizde bu işi yapabilecek kişi? Hakları değil mi?
Kaç kişi saydık dostlar?
25 kişi. Ben onlardan on kişiyi bile ikna edemezsiniz diyorum. Sıtkı sıyrılmış insanların sizden? Neden peki?
Bu elit antrenörlerin önlerine uzun soluklu sözleşmeler konmalıdır. Sizce, Ankara'da çoktan açılması gereken satranç akademisini görmezden gelen yönetim, bunları umursuyor mu?
Çocuklarıyla onlar gitmelidir yurtdışında turnuvalara, Başkanvekilleriniz değil!!
O insanlara saygı duyun, "hödlemeyin" gördüğünüzde. Ben her şeyi duyuyorum!
Hadi beni mahcup edin Gülkız Hanım. Bu yazı dizisinde son derece olumlu öneriler getiriyorum. Çevirmenleriniz anlamaz bu önerileri, okuyun siz uygulayın. Söz veriyorum takdir edeceğim sizi o zaman.
Gerçekten neden açılmadı o satranç akademisi Ankara'da?
Hakkımda dedikodu üreten ve bunu gerekçe gösterenlere zamanı gelince en ağır yanıtı vereceğim.
Bir sonraki yazımızda devam ediyoruz
elit antrenör konusuna.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder