Zumbul

Zumbul
En Seçkin, En Kaliteli, En Ucuz Satranç Ürünleri

11 Mart 2015 Çarşamba

Satrançta Yetenek Nasıl Yok Edilir? - 4 -

Başlığı bu kadar korkutucu seçmemin nedeni, herkesin dikkatini çekmek kuşkusuz. TSF bunu en acımasız şekilde yapıyor. TSF'nin yaşama geçirdiği yanlış uygulamalar ile kıymetli ve çok yetenekli sporcularımız yok ediliyor.

Alt yapı ile ilgili TSF yönetimin son derece yanlış, bilim dışı, eğitim ilkelerine uymayan, sportif kuralları göz ardı eden, hiçbir elle tutulur yanı olmayan uygulamalarını eleştirirken, önce sporda başarının formülünü vermiştim.



Dünya Çapında Sporcu = Elit Sporcu + Elit Antrenör + Elit Kariyer

Elit Sporcuyu ve Elit Antrenörü tanımlamıştım önceki yazılarımda.

Eğitimde kimin ne kadar payı var diye sorgularsanız, %50 çocuk-yetenek ve ailenin, %30 öğretmenin şeklinde en önemli iki unsuru görürsünüz. Bu benim fikrim değil, eğitim bilimcilerinin tanımlaması.

Yani Elit Sporcu %50’lik kısmı oluşturuyorsa, Elit Antrenör de %30’luk kısma karşılık geliyor.

Bunları belirttikten sonra, antrenörden söz ederken, TSF’nin alt yapı sistemini göz önüne almıştım.

Antrenör ve müfredat çok ama çok önemli.

Ne diyorduk?


Elit sporcuları, Türkiye Küçükler Şampiyonasında keşfediyoruz. Keşfettiğimiz andan itibaren artık sadece anne ve babaların değil, Federasyonun sorumluluğunda olan sporcular bunlar diyorduk.

Tam bu noktada TSF felaket bir uygulamaya başladı diyorduk. Alt Yapı Çalışma Kümeleri (kendi yaş grubunda ilk üçe giren sporcular) ve milli takım havuzu (ilk 10’a giren sporcular)

En sonunda dedik ki, kümeler çalışma değil eziyet kümeleri.
Yani, oldu hani seçildi çocuk çalışma kümesine, ilk üçe girdi. Diğerleri kokmuş balık gibi havuzda kaldı ama bu çocuklar kurtuldu mu?

Nerede?

Bakar mısın yapılan eziyete bu çocuklara şimdi?

Kümeler, Eziyet Kümeleri

Hani kümelerdeki çocuklar çok ilerlese ona da mutlu olacağım da orası da tam bir rezalet.

Dört tane kamp koyuyorsun, bunları farklı farklı şehirlerde yapıyorsun, nasıl gidecek bu çocuklar? Anne ve babalar nasıl teslim edecek, nasıl geri getirecek? O çocukların eğitimi ne olacak?

Eyyy Gülkız Tulay! Anlamıyorsunuz tamam da, neden dokunuyorsunuz var olan ve şıkır şıkır işleyen bir sisteme?

Çocuklar kampa gitmeyecek kardeşim, kamp çocuklara gelecek! Kaç kez söyledim ben size, kaç kez?

Biz bu sistemi benim son iki yılımda başlattık. Çocuklar yıl içinde ve yaşadıkları şehirlerde eğitim alsın diye.

Ne oldu şimdi? Öyle bazı kümeler oluşturulmuş ki, veliler ellerinde valiz, yanlarında çocukları, git babam git yapacaklar. Maliyetleri ne olacak? Kaç veli bu tempoya dayanabilir?

Velilerin Refakatçı Olması

Kıymetli veliler kusura bakmasın ben doğruyu söyleyeceğim. Kampta veli olmaz!

Ayrıca nedir o öyle kamplarda velilere refakatçı olarak konaklama bedeli almak?

Ne işi var velilerin kampta çocuklarla?

Her çocuğun velisi olabilecek mi? Her çocuğun velisinin gücü yeter mi çocuğunun yanında kalmak için o bedeli ödemeye?

Velisi gelemeyen çocuk nasıl kabul edecek bu durumu?

Federasyon velilerin masraflarını karşılıyor mu?

Parası olan aile var, olmayan var.

Parası olmayan ailenin kampa giden çocukları üzerinde, velisiyle olan çocukları görmenin yaratacağı psikolojik yıkımı düşündünüz mü?

Düşünün, ben o kampa gideceğim, yaş grubumda birinci olmuşum, yanımdaki arkadaşımın kahvaltıda annesi babası olacak, o gidip onlara sarılacak, benim babam öğretmen ya da işçi, gücü yetmeyecek o yüzden odama gidip ağlayacağım.

Bakın ben bu duyguyu yaşadım. Hasbelkader, genç milli takıma girme hakkı kazandım, babamdan para istemeye yüzüm tutmadı, eminim babacığım varını yoğunu satar bulurdu, ama isteyemedim. O milli takıma parası olan gitti. O sporcunun UKD’si de 1495’ti asla unutmuyorum bunu ben.

Bu ikisinin arasında çok az fark var.

Hangi soruyu yanıtlayacaksınız Gülkız Hanım?

Olimpiyata sırf size çeviri yapsın diye (aslında o işi de genelde ben yaptım ama) Dış İlişkiler Komisyonu üyesi olarak oğlunuzu götürüp, harcırahını, uçak ücretini, konaklamasını, yemesini içmesini ödüyorsunuz. Ama iş yetenekli çocuklarımıza gelince aynı şey olamıyor. 

Neden bu kadar yanlış uygulamaları seçiyorsunuz?

Kampta velinin ne işi var?

Hangi sporda var?

Spor kampında veli olmaz.

Ulaşım Masrafı

Kamp çocuğun yaşadığı şehrin dışındaysa velisinin ulaşım masrafını ödemelisiniz. Götürsün çocuğu teslim etsin kamp sorumlusuna, bitince de gelsin alsın.

Ulaşım ücretini Ö-DE-ME-Lİ-Sİ-NİZ!

Tüm velilere sesleniyorum, isteyin kıymetli veliler. Gülkız Hanım vermez ise Genel Müdürlüğe yazın, devletten isteyin.

Türkiye Cumhuriyetinde görevli bir çocuk yanında bir yetişkin olmadan seyahat ettirilmez. Devletimiz büyüktür ve gelenekleri, kuralları, yasaları vardır. Bilmiyorsa TSF yönetimi bıraksın gitsin.

Ö-DE-MEK-ZO-RUN-DA-SI-NIZ!

Ben demiyorum, yasa diyor bunu Gülkız hanım,

Bir sonraki başlığımız

Eziyet Kümelerinin Seçimi Felaketi…

Eziyet Kümelerinin seçimi Tam Bir FELAKET!!

Sorsanız bu mu kötü maximum rating uygulaması mı? İkisi de felaket derim, ama bu büyük bir felaket!

İlk üçü alıyorsunuz, tamamen yanlış ama alıyorsunuz. Bir an diyelim ki olsun ilk üçü alacaksınız.

Soru: Nasıl alıyorsunuz?

Yanıt: Eşitlik bozmayla

Soru: Kaç kişi katılmış bu yarışmalara?

Yanıt: 8 yaş genel 222, 8 yaş kadın 74, 9 yaş genel 220, 9 kadın 97, 10 yaş genel 218, 10 yaş kadın 92, 11 yaş genel 175, 11 yaş kadın 68, 12 yaş genel 145, 12 yaş kadın 48 sporcu.

Soru: Hangi gruplarda eşitlik bozma kullanılmış ilk üç sporcuyu bulmak için?

Yanıt: 9 yaş genel ve kadınlar, 10 yaş genel, 10 yaş kadınlar, 12 yaş genel kategorilerinde ilk üç sporcunun bulunması için eşitlik bozma kullanılmış.

Gülkız Hanım, siz bu ayrıntılara hâkim değilsiniz, satranççı da değilsiniz onu biliyoruz. Yönetici olarak da durumunuzu takdir ediyoruz. Ama danışmanlarınız ne yapıyor? Teknik Kurulunuz, Eğitim Kurulunuz, çevirmenleriniz? Neler yapıyor onlar?

Yazık değil mi o eşitlik bozmayla dışarıda kalan çocuklara. Nasıl ödeyeceksiniz onların haklarını?

Sizin oğlunuz ya da kızınız olsaydı aynı durumda ne hissederdiniz?

Duyar gibiyim, diyorsunuz ki, "eşitlik bozmayla madalya veriliyor".

Ben size de teknik ekibinize de öğretmeye çalıştım olmadı, şimdi burada bir ders vereyim öğrensin o arkadaşlar.

Küçükler Şampiyonalarında Genel Kategoride Tur Sayısı Yanlış Seçilmiştir

İsviçre Sistemi bir yarışmada tur sayısını belirlemek için matematiksel formüller kullanılır.

T tur sayısı, n değeri de sporcu sayısı olsun. Eğer birinciyi bulmak istiyorsanız, n değeri 2 üzeri T değerinden küçük olmalıdır. Yani birinciyi bulmak için 32 sporcuya kadar 5 tur, 64 sporcuya kadar 6 tur, 128 sporcuya kadar 7 tur, 256 sporcuya kadar 8 tur oynatmak lazım. Yeter mi? yetmeyebilir.

Peki, 2nciyi bulmak için ne yapmak lazım? o zaman tur sayısına bir ekleyeceksiniz Gülkız Hanım.

Yani 220 sporcu için 256 dersek, 8 tur lazım ikinciyi bulmak için 8+1=9 tur yapmak lazım.

Ya üçüncüyü bulmak istiyorsak? O zaman bir daha ekleyeceğiz.

9 + 1 = 10 tur lazım.

Bu kesin yeter mi? Genellikle yetmez ama bu gerek yeter şarttır.

Siz ne yapıyorsunuz? 9 tur yapıyorsunuz? Önceden belli miydi, Eziyet Kümelerine ilk üçü alacağınız?

Belliydi, belliydi. Sporcu sayısı belli miydi? O da belliydi.

O zaman nedir bu rezalet arkadaşım?

Niye kıyıyorsunuz bu çocuklara?

O hiç kabahati olmayan çocuklar (diğerlerinin de asla kabahati yok onlara da geleceğim) bu kümelere giremedi.

Nasıl ödeyeceksiniz o masum yetenekli sporcuların haklarını? Bir yıl boyunca çalıştılar, yoruldular, aileleri binlerce lira harcadı, antrenör tuttu, sizin o fahiş fiyatlı otellerinize konuk oldu.

Sonuç? Elinde olmayan nedenlerle çocuk hiç hak etmediği halde dışarıda kaldı sizin seçiminizden dolayı. Hiçbir hatası yok o çocuğun.

Eş puanla küme dışında kalan sporcularımızın,  rakiplerini kendileri seçmedi, sistem seçti. O oynadı kazandı, öbürü de oynadı kazandı, ama birinin rakipleri daha az puan aldı diye o sporcu dışarıda kaldı. Üstelik eşitlik bozma ile gerisinde kaldığı sporcularla oynamadan.

YANLIŞ OĞLU YANLIŞ!

Şimdi anladınız mı neden Dünya Yaş Grupları 11 tur?

Bir sonraki yazım, milli takım havuzları konusunda olacak. Bakalım havuzlar nasıl yönetiliyor, oralarda ne yanlışlar var. Bu yazımı 16 Ocak 2015 Pazartesi günü yayınlamayı düşünüyorum. Biraz yoğun olacağım o zamanda kadar. Son yazımdan sonra gelen çok sayıda veli ve okur e-postasından bazılarını da yine o yazıda, alıntılarla kullanacağım.

İyi: 
2015 Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası’nın, Arzum Elektrikli Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi   sponsorluğunda düzenlenmesi.
Arzum, benim zamanımda başladığı bu sponsorluk desteğini her yıl artırarak devam ettirdi. Bu sponsorlukta, Arzum Firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı’nın rolü çok büyük. Murat beyin iki oğlu da satranç sporcusu.
Sayın Kolbaşı’na ve Arzum Firmasına Türk Satrancına olan destekleri nedeniyle şükranlarımızı sunuyoruz.

Kötü: 
Bu desteğe rağmen Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası son on yılın en zayıf katılımlarından birine sahip. Gönül isterdi ki, Federasyon Başkanı küçük yaştaki kadın sporcularımızı teşvik etmek için bu şampiyonada bir şeyler yapsaydı.

Örneğin, daha önce de birkaç kez benim dönemimde yaptığımız gibi yaş gruplarında dereceye giren sporcuları (sadece küçükler değil, yıldızlar da) davet etmek gibi mesela. Federasyon Başkanının ne kadar umurunda bilemiyorum ama ben söyleyeyim yine de iyi niyetle.

Öneri Kitap:
Satrançta Öğretici Minyatürler
Analiz Yayınevi tarafından yeni basılan ve yayıma sürülen kitapta, klasikler arasında yer alan, Anderssen – Dufresne (1852) minyatüründen günümüze (2011) kadar 50 açılış minyatürüne yer verilmiş ve açıklamalarıyla anlatılmış. Bence alın, cebinize koyun, metroda, otobüste, uçakta, arabada, evde, her yerde okuyun. Muhteşem bir çalışma, FM Alper Efe Ataman’ın eline ve aklına sağlık.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder